kaba | kasatura | kıstırma | köpüklenmek |
kaba et | kasavet | kıstırmak | köpüklü |
kaba kâğıt,-dı | kasavet etmek | kış | köpüksüz |
kaba kuşluk,-ğu | kasavetlenme | kış dönemi | köpüleme |
kaba kuvvet | kasavetlenmek | kış dönencesi | köpülemek |
kaba saba | kasavetli | kış günü | köpüre köpüre |
kaba sakal | kasavetsiz | kış kayıtı | köpürgen |
kaba sofu | kâse | kış kıyamet | köpürme |
kaba şiş | kasem | kış uykusu | köpürmek |
kaba yel | kaset | kışın | köpürtme |
kababurun (balık) | kasetçalar | kışır,-şrı | köpürtmek |
kabaca | kasetçi | kışkırtı | köpürtücü |
kabadayı | kasetçilik,-ği | kışkırtıcı | köpürtüş |
kabadayıca | kasık bağcı | kışkırtıcı ajan | köpürüş |
kabadayılanma | kasık bağı | kışkırtıcılık,-ğı | kör |
kabadayılanmak | kasık biti | kışkırtılma | kör ağaç,-cı |
kabadayılaşma | kasık çatlağı | kışkırtılmak | kör alan |
kabadayılaşmak | kasık otu | kışkırtış | kör baca |
kabadayılık,-ğı | kasık,-ğı | kışkırtma | kör bağırsak,-ğı |
Kabadüz (ilçe) | kasıl | kışkırtmacı | kör boğaz |
kabahat etmek | kasıl duyumlar | kışkırtmacılık,-ğı | kör çapa |
kabahat,-ti | kasılış | kışkırtmak | kör dövüşü |
kabahatli | kasılma | kışkışlama | kör duman |
kabahatsiz | kasılmak | kışkışlamak | kör fare |
kabahatsizlik,-ği | kasım | kışla | kör faregiller |
kabak çiçeği | kasım kasım | kışlak,-ğı | kör hat,-ttı |
kabak kafalı | kasımpatı | kışlama | kör kadı |
kabak tadı | kasınç,-cı | kışlamak | kör kandil |
kabak tatlısı | kasınma | kışlatma | kör kaya |
kabak,-ğı | kasınmak | kışlatmak | kör köstebek,-ği |
kabakçı | kasıntı | kışlık,-ğı | kör kurşun |
kabakgiller | kasıntılı | kıt | kör kuyu |
kabaklama | kasıntısız | kıt kanaat | kör nişancı |
kabaklamak | kasır,-srı | kıt'a | kör nişancılık,-ğı |
kabaklaşma | kasırga | kıt'a sahanlığı | kör nokta |
kabaklaşmak | kasıt,-stı | kıtaat | kör ocak,-ğı |
kabaklık,-ğı | kasıtlı | kıtal,-li | kör olası |
kabakulak olmak | kasıtsız | kıt'alar arası | kör sıçan |
kabakulak otu | kaside | kıtı kıtına | kör şans |
kabakulak,-ğı | kasideci | kıtık,-ğı | kör şeytan |
kabala | kasis | kıtıklama | kör talih |
kabalacı | kask | kıtıklamak | kör tapa |
kabalak,-ğı | kaskat (fizik) | kıtıklı | kör topal |
kabalaşma | kaskatı | kıtıpiyos | kör uçuş |
kabalaşma | kasket | kıtıpiyosluk,-ğu | kör yılan |
kabalaşmak | kasko | kıtır | kör yılangiller |
kabalaşmak | kaslı | kıtır kıtır | körcesine |
kabalaştırma | kasma | kıtırcı | kördüğüm |
kabalaştırmak | kasmak | kıtırdama | köre |
kabalık,-ğı | kasnak,-ğı | kıtırdamak | körebe |
kabalist | kasnakçı | kıtırdatma | köreliş |
kaballama | kasnaklama | kıtırdatmak | körelme |
kaballamak | kasnaklamak | kıtırtı | körelmek |
kaban | kasnı | kıtlama | köreltme |
kabara | kassız | kıtlaşma | köreltmek |
kabaralı | kast | kıtlaşmak | köreşe |
kabarcık,-ğı | Kastamonu | kıvam | körfez |
kabarcıklı | kastanyet | kıvamlanma | Körfez (ilçe) |
kabarcıklı düzeç,-ci | kastanyola | kıvamlanmak | körfezcik,-ği |
kabare | kastanyola yuvası | kıvamlaştırıcı | körkütük,-ğü |
kabare tiyatrosu | kastar | kıvamlaştırma | körlemeden |
kabarık deniz | kastarcı | kıvamlaştırmak | körleniş |
kabarık,-ğı | kastarcılık,-ğı | kıvamlı | körlenme |
kabarıklık,-ğı | kastarlama | kıvamsız | körlenmek |
kabarış | kastarlamak | kıvanç,-cı | körleşme |
kabarma | kastarlı | kıvançlanma | körleşmek |
kabarmak | kasten | kıvançlanmak | körleştiriş |
kabartı | kastetme | kıvançlı | körleştirme |
kabartılı | kastetmek | kıvanış | körleştirmek |
kabartma | kastî | kıvanma | körletiş |
kabartma tozu | kastor | kıvanmak | körletme |
kabartmak | kasvet | kıvıl | körletmek |
kabataslak,-ğı | kasvetli | kıvıl kıvıl | körlük,-ğü |
Kabataş (ilçe) | kasvetsiz | kıvılcım | Köroğlu |
Kâbe | kaş | kıvılcımlanma | körpe |
kabız olmak | Kaş (ilçe) | kıvılcımlanmak | körpecik,-ği |
kabız,-bzı | kaşağı | kıvılcımlı | körpelik,-ği |
kabızlık,-ğı | kaşağılama | kıvılcımsız | körü körüne |
kabil | kaşağılamak | kıvır kıvır | körük,-ğü |
kabile | kaşağılanma | kıvır zıvır | körükçü |
kabiliyet | kaşağılanmak | kıvırcık koyun | körükçülük,-ğü |
kabiliyetli | kaşağılatma | kıvırcık marul | körükleme |
kabiliyetsiz | kaşağılatmak | kıvırcık salata | körüklemek |
kabiliyetsizlik,-ği | kaşalot | kıvırcık,-ğı | körüklenme |
kabin | kaşan | kıvırcıklaşma | körüklenmek |
kabine | kaşan yeri | kıvırcıklaşmak | körükleyici |
kabir azabı | kaşandırma | kıvırış | körüklü |
kabir suali | kaşandırmak | kıvırma | körüksüz |
kabir,-bri | kâşane | kıvırmak | kös |
kabl | kaşanma | kıvırtma | kös kös |
kablelmilât,-dı | kaşanmak | kıvırtmak | kösçü |
kablelvuku,-u | kaşar | kıvracık,-ğı | köse |
kablo | kaşar peyniri | kıvrak kıvrak | Köse (ilçe) |
kablocu | kaşarlanma | kıvrak,-ğı | köse buğday |
kablolu televizyon | kaşarlanmak | kıvrakça | köse sakal |
kabotaj | kaşarlı | kıvraklaşma | köseği |
kabotaj hakkı | kaşbastı | kıvraklaşmak | kösele |
kabristan | kaşe | kıvraklık,-ğı | kösele suratlı |
kabuğunu çatlatma | kaşeksi | kıvrama | kösele taşı |
kabuk böcekleri | kaşeli | kıvramak | köselik,-ği |
kabuk değiştirme | kaşık çalımı | kıvrandırma | kösem |
kabuk,-ğu | kaşık düşmanı | kıvrandırmak | kösemen |
kabuklanma | kaşık otu | kıvranış | kösemenlik etmek |
kabuklanmak | kaşık oyunu | kıvranma | kösemenlik,-ği |
kabuklaşma | kaşık,-ğı | kıvranmak | köskelmek |
kabuklaşmak | kaşıkçı | kıvrantı | köskötürüm |
kabuklu | kaşıkçı kuşu | kıvratma | kösnü |
kabuklu bit | kaşıkçılık,-ğı | kıvratmak | kösnük,-ğü |
kabuklular | kaşıkçın | kıvrık,-ğı | kösnül |
kabuksu | kaşıklama | kıvrıklık,-ğı | kösnüllük,-ğü |
kabuksuz | kaşıklamak | kıvrılış | kösnülme |
kabul etmek | kaşıklanma | kıvrılma | kösnülmek |
kabul eylemek | kaşıklanmak | kıvrılmak | kösnülü |
kabul günü | kaşıklayış | kıvrım | köstebek illeti |
kabul odası | kaşıklık,-ğı | kıvrım kıvrım | köstebek,-ği |
kabul salonu | kaşıma | kıvrımlanma | köstebekgiller |
kabul töreni | kaşımak | kıvrımlanmak | köstek olmak |
kabul yeri | kaşındırma | kıvrımlı | köstek,-ği |
kabul,-lü | kaşındırmak | kıvrıntı | köstekleme |
kabullenme | kaşınış | kıya | kösteklemek |
kabullenmek | kaşınma | kıyacı | köstekleniş |
kaburga | kaşınmak | kıyafet | kösteklenme |
kâbus | kaşıntı | kıyafet balosu | kösteklenmek |
kâbuslu | kaşıntılı | kıyafet düşkünü | köstekleyiş |
kabza | kâşif | kıyafetli | köstekli |
kabzımal | kaşkariko | kıyafetname | kösteksiz |
kabzımallık,-ğı | kaşkaval | kıyafetsiz | köstere |
kaç | kaşkol,-lü | kıyafetsizlik,-ği | köşe |
kaça kaç | kaşkorse | kıyak,-ğı | köşe atışı |
kaçak,-ğı | kaşlı | kıyakçı | köşe başı |
kaçakçı | kaşlı gözlü | kıyaklaşma | köşe bucak,-ğı |
kaçakçılık,-ğı | kaşmer | kıyaklaşmak | köşe demiri |
kaçaklık,-ğı | kaşmerlik,-ği | kıyaklık,-ğı | köşe dolabı |
kaçamak yapmak | kaşmir | kıyam | köşe dönmeci |
kaçamak yol | kat | kıyamet | köşe dönücü |
kaçamak yolu | kat kat | kıyamet alâmeti | köşe dönücülük,-ğü |
kaçamak,-ğı | kat sayı | kıyamet günü | köşe kadısı |
kaçamaklı | kat yuvarı | kıyas | köşe kapmaca |
kaçan kaçana | kat,-t'ı (kesme) | kıyasa muhalefet | köşe koltuğu |
kaçar | katabolizma | kıyasen | köşe minderi |
kaçgöç | katafalk | kıyasımukassem | köşe penceresi |
kaçı | katafot | kıyasıya | köşe rafı |
kaçık,-ğı | katakofti | kıyasî | köşe taşı |
kaçıkça | katakomp | kıyaslama | köşe vuruşu |
kaçıklık,-ğı | katakulli | kıyaslamak | köşe yastığı |
kaçılma | katalepsi | kıyaslanma | köşe yazarı |
kaçılmak | kataleptik,-ği | kıyaslanmak | köşe yazarlığı |
kaçımsama | katalitik,-ği | kıydırma | köşe yazısı |
kaçımsamak | kataliz | kıydırmak | köşebent,-di |
kaçımsar | katalizör | kıygı | köşegen |
kaçıncı | katalog,-ğu | kıygın | köşek,-ği |
kaçınılmaz | kataloglama | kıygınlık,-ğı | köşekleme |
kaçınma | kataloglamak | kıyı | köşeklemek |
kaçınmak | katalpa | kıyı balıkçılığı | köşeleme |
kaçıntı | katana | kıyı bankacılığı | köşelemek |
kaçırılma | katar | kıyı bucak,-ğı | köşeli |
kaçırılmak | katarakt | kıyı dili | köşeli ayraç,-cı |
kaçırış | katarlama | kıyı kıyı | köşeli parantez |
kaçırma | katarlamak | kıyı tırmığı | köşelik,-ği |
kaçırmak | katarlanma | kıyıcı | köşesiz |
kaçırtma | katarlanmak | kıyıcılık etmek | köşk |
kaçırtmak | katavaşya | kıyıcılık,-ğı | Köşk (ilçe) |
kaçış | katbekat | kıyıda bucakta | köşker |
kaçışma | katedral,-li | kıyıda köşede | köşkerlik,-ği |
kaçışmak | kategori | kıyıdaş | köşklü |
kaçkın | kategorik,-ği | kıyık,-ğı | kötek,-ği |
kaçlı | katetme | kıyılama | kötü |
kaçlık,-ğı | katetmek | kıyılamak | kötü adam |
kaçma | katgüt | kıyılık,-ğı | kötü göz |
kaçmak | katı | kıyılma | kötü kadın |
kadana | katı söz | kıyılmak | kötü olmak |
kadar | katı yağ | kıyım | kötücül |
kadastro | katı yumurta | kıyım kıyım | kötüleme |
kadastrolama | katı yürekli | kıyımlı | kötülemek |
kadastrolamak | katık etmek | kıyımlık,-ğı | kötüleniş |
kadastrolanma | katık,-ğı | kıyın | kötülenme |
kadastrolanmak | katıklama | kıyın kıyın | kötülenmek |
kadavra | katıklamak | kıyınma | kötüleşme |
kadavralaşma | katıklı | kıyınmak | kötüleşmek |
kadavralaşmak | katıklı aş | kıyıntı | kötüleştiriş |
kadayıf | katıksız | kıyış | kötüleştirme |
kadayıfçı | katılaşma | kıyışma | kötüleştirmek |
kadayıfçılık,-ğı | katılaşmak | kıyışmak | kötüleyici |
kadeh | katılaştırma | kıyma | kötüleyiş |
kadeh arkadaşı | katılaştırmak | kıymak | kötülük etmek |
kadehçik,-ği | katılgan doku | kıymalı | kötülük yapmak |
kadem | katılık,-ğı | kıymalı börek,-ği | kötülük,-ğü |
kademe | katılım | kıymalı ıspanak, -ğı | kötülükçü |
kademe ilerlemesi | katılış | kıymalı makarna | kötülükçülük,-ğü |
kademeli | katılma | kıymalı pide | kötümseme |
kademhane | katılmak | kıymalı yumurta | kötümsemek |
kademli | katıltma | kıymalık,-ğı | kötümser |
kademsiz | katıltmak | kıymasız | kötümserleşme |
kademsizlik,-ği | katım | kıymet | kötümserleşmek |
kader | katımlık,-ğı | kıymetlendirme | kötümserlik,-ği |
kader birliği | katıntı | kıymetlendirmek | kötürüm |
kaderci | katır | kıymetlenme | kötürüm olmak |
kadercilik,-ği | katır boncuğu | kıymetlenmek | kötürümleşme |
kaderiye | katır kutur | kıymetleşme | kötürümleşmek |
kadı | katır yılanı | kıymetleşmek | kötürümlük,-ğü |
Kadıköy (ilçe) | katırcı | kıymetleştirme | köy |
Kadıköy taşı | katırcılık,-ğı | kıymetleştirmek | köy ağası |
kadılık,-ğı | katırkuyruğu (bitki) | kıymetli | köy ekmeği |
kadın | katırlaşma | kıymetli evrak | köy enstitüsü |
kadın avcısı | katırlaşmak | kıymetlilik,-ği | köy ihtiyar heyeti |
kadın berberi | katırlık,-ğı | kıymetsiz | köy ihtiyar meclisi |
kadın kadına | katırtırnağı (bitki) | kıymetsizlik,-ği | köy imamı |
kadın kadıncık | katışık,-ğı | kıymettar | köy koruculuğu |
kadın terzisi | katışıklık,-ğı | kıymık,-ğı | köy korucusu |
kadınbudu (köfte) | katışıksız | kıymıklı | köy köy |
kadınca | katışma | kıytırık,-ğı | köy meydanı |
kadıncık,-ğı | katışmaç,-cı | kıytırıklık,-ğı | köy muhtarı |
kadıncıl | katışmak | kıyye | köy odası |
kadıngöbeği (tatlı) | katıştırma | kız | köy orta oyunu |
Kadınhanı'nı (ilçe) | katıştırmak | kız böceği | köy oyunu |
kadınlar hamamı | kat'î | kız böcekleri | köy romanı |
kadınlaşma | kâtibe | kız kardeş | köy seyirlik oyunu |
kadınlaşmak | kâtibiadil,-dli | kız kızan | köy türküsü |
kadınlık,-ğı | katil (öldüren) | kız kilimi | köy yeri |
kadınnine | katil,-tli (öldürme) | kız kurusu | Köyceğiz (ilçe) |
kadınsı | kat'îleşme | kız kuşu | köycü |
kadınsılık,-ğı | kat'îleşmek | kız oğlan | köycülük,-ğü |
kadıntuzluğu (bitki) | katillik,-ği | kız oğlan kız | köydeş |
kadırga | kâtip,-bi | kızak yapmak | köygöçüren |
kadırga balığı | kâtiplik,-ği | kızak,-ğı | köyleşme |
Kadışehri'ni (ilçe) | kat'iyen | kızaklama | köyleşmek |
kadife | kat'iyet | kızaklamak | köyleştirme |
kadife çiçeği | katkı | kızaklık,-ğı | köyleştirmek |
kadifeleşme | katkı payı | kızamık,-ğı | köylü |
kadifeleşmek | katkılanma | kızamıkçık,-ğı | köylü çorbası |
kadim | katkılanmak | kızamıklı | köylü kentli |
kadinne | katkılı | kızan | köylük yer |
kadir (güçlü) | katkısız | kızanlık,-ğı | köylük,-ğü |
Kadir Gecesi | katlama | kızarık,-ğı | köylülük,-ğü |
kadir olmak | katlamak | kızarıklık,-ğı | köz |
kadir,-dri (değer) | katlandırma | kızarış | közleme |
kadirbilir | katlandırmak | kızarma | közlemek |
kadirbilirlik,-ği | katlanılma | kızarmak | közleşme |
kadirbilmez | katlanılmak | kızartı | közleşmek |
kadirbilmezlik,-ği | katlanış | kızartıcı | kraça |
Kadirî | katlanma | kızartılı | kraft kâğıdı |
Kadirîlik,-ği | katlanmak | kızartılma | kral |
Kadirli (ilçe) | katlatma | kızartılmak | kralcı |
kadirşinas | katlatmak | kızartma | kralcılık,-ğı |
kadirşinaslık,-ğı | katlayış | kızartmak | kraliçe |
kadit,-di | katletme | kızcağız | kraliçelik,-ği |
kadmiyum | katletmek | kızdırıcı | kraliyet |
kadran | katlı | kızdırılma | krallık,-ğı |
kadrat | katlı kur | kızdırılmak | kramp |
kadril | katliam | kızdırma | krampon |
kadro | katma | kızdırmak | kraniyoloji |
kadrolu | katma bütçe | kızgın | krank |
kadrosuz | katma değer vergisi | kızgın bulut | krater |
kadrosuzluk,-ğu | katmak | kızgınlaşma | krater gölü |
kadük | katmalı | kızgınlaşmak | kravat |
kadük olmak | katman | kızgınlık,-ğı | kravatlı |
kafa | katman bulut | Kızık | kravatsız |
kafa çıkışı | katmanlaşma | kızıl | kravl |
kafa dengi | katmanlaşmak | kızıl ısı | kreasyon |
kafa içi | katmanlı | kızıl iblis | kreatör |
kafa kâğıdı | katmer | kızıl kıyamet | kredi |
kafa koçanı | katmerci | kızıl ötesi | kredi açıcı |
kafadan bacaklılar | katmercilik,-ği | kızıl su yosunları | kredi anlaşması |
kafadar | katmerleşme | kızıl yel | kredi kartı |
kafadarlık,-ğı | katmerleşmek | kızılağaç,-cı | kredi limiti |
kafakol | katmerli | Kızılay | kredi mektubu |
kafalı | katmerli badem | Kızılbaş | kredi sözleşmesi |
kafası dumanlı | katmerli birleşik zaman | Kızılbaşlık,-ğı | kredileme |
kafasız | katmerli iyelik,-ği | kızılboya (bitki) | kredilemek |
kafasızlık,-ğı | katmerli yalan | kızılca | kredilendirme |
kafatasçı | katmersiz | kızılca kıyamet | kredilendirmek |
kafatasçılık,-ğı | Katolik | kızılcadişi (ağaç) | kredili satış |
kafatası | Katoliklik,-ği | Kızılcahamam (ilçe) | kreditör |
Kafdağı'nı | katot,-du | kızılcık reçeli | krem |
kafein | katrak,-ğı | kızılcık şurubu | krema |
kafes | katran | kızılcık tarhanası | kremalı |
kafesçi | katran ağacı | kızılcık,-ğı | kremasız |
kafesleme | katran çamı | kızılcıkgiller | krematoryum |
kafeslemek | katran ruhu | kızılçam | kremleme |
kafesli | katran suyu | Kızılderili | kremlemek |
kafeşantan | katran taşı | Kızılelma | kreozot |
kafeterya | katran yağı | Kızılırmak (ilçe) | krep |
kâffe | katrancı | kızılış | krepdöşin |
kâfi | katranköpüğü (mantar) | kızılkanat (balık) | kreplin |
kafile | katranlama | kızılkantaron | krepon |
kâfir | katranlamak | kızılkantarongiller | krepon kâğıdı |
kâfirlik,-ği | katranlanma | kızılkök | krepsaten |
kafiye | katranlanmak | kızılkurt,-du | kreş |
kafiyeli | katranlı | kızılkuyruk,-ğu (kuş) | kretase |
kafiyesiz | katre | kızıllaşma | kreten |
Kafkas | katrilyon | kızıllaşmak | kretenizm |
Kafkasya | katur kutur | kızıllık,-ğı | kreton |
Kafkasyalı | katyon | kızılma | krezol,-lü |
kaftan | kauçuk,-ğu | kızılmak | kriket |
kaftancı | kauçuklu | Kızılören (ilçe) | kriko |
kâfur | kav | kızılsöğüt,-dü | krikocu |
kâfur ağacı | kav mantarı | kızılşap (renk) | krikoculuk,-ğu |
kâfuru | kavaf | kızıltepe (ilçe) | kriminolog,-ğu |
kâgir | kavaf işi | kızıltı | kriminoloji |
kağan | kavaflık,-ğı | kızılyaprak,-ğı (bitki) | kripto |
kağanlık,-ğı | Kavak (ilçe) | kızılyara | kriptolog,-ğu |
kâğıt ağacı | kavak inciri | kızılyörük,-ğü (yılancık) | kriptoloji |
kâğıt balığı | kavak,-ğı | kızış | kripton |
kâğıt balığıgiller | kavakçılık,-ğı | kızışık,-ğı | kristal cam |
kâğıt dutu | Kavaklıdere (ilçe) | kızışma | kristal mavisi |
kâğıt helvası | kavaklık,-ğı | kızışmak | kristal,-li |
kâğıt oyunu | kaval | kızıştırış | kristalleşme |
kâğıt,-dı | kaval kemiği | kızıştırma | kristalleşmek |
kâğıtçı | kaval tüfek,-ği | kızıştırmak | kristaloit,-di |
kâğıtçılık,-ğı | kavalcı | kızkalbi (bitki) | kriter |
Kâğıthane (ilçe) | kavalye | kızlar ağası | kritik,-ği |
kâğıtlama | kavalyelik etmek | kızlık zarı | kritisizm |
kâğıtlamak | kavalyelik,-ği | kızlık,-ğı | kriyoskopi |
kâğıtlanma | kavanço | kızma | kriz |
kâğıtlanmak | kavanoz | kızmabirader (oyun) | kriz masası |
kâğıtlı | kavara | kızmaca | kriz yöneticisi |
kâğıtlık,-ğı | kavaracı | kızmak | kriz yönetimi |
kâğıtsı | kavas | kızmemesi (meyve) | krizalit,-di |
Kağızman (ilçe) | kavaslık,-ğı | ki | krizantem |
kağnı | kavasya | kibar | krizolit |
kağşak,-ğı | kavat | kibar düşkünü | kroki |
kağşama | kavata | kibar lokması | krokodil |
kağşamak | kavelâ | kibarca | krom |
kâh | kavga | kibarlar âlemi | kromaj |
kahır,-hrı | kavga etmek | kibarlaşma | kromatik iplik,-ği |
kahırlanma | kavga kaşağısı | kibarlaşmak | kromatik,-ği |
kahırlanmak | kavgacı | kibarlık budalası | kromatin |
kahırlı | kavgacılık,-ğı | kibarlık düşkünü | kromatit |
kâhil | kavgalaşma | kibarlık etmek | kromatofor |
kâhillik,-ği | kavgalaşmak | kibarlık,-ğı | krome |
kâhin | kavgalı | kibarzade | kromlu |
kâhinlik,-ği | kavgasız | kibir,-bri | kromoplâst |
kahir | kavgasızlık,-ğı | kibirleniş | kromosfer |
kahir ekseriyet | kavi | kibirlenme | kromotropizm |
kahir kuvvet | kavil,-vli | kibirlenmek | kromozom |
kahkaha | kavileşme | kibirli | kron |
kahkaha çiçeği | kavileşmek | kibirsiz | kronaksi |
kahpe | kavileştirme | kibrit | kronik,-ği |
kahpe dölü | kavileştirmek | kibrit suyu | kronikçi |
kahpe felek,-ği | kavilleşme | kibritçi | kronikleşme |
kahpece | kavilleşmek | kibritlik,-ği | kronikleşmek |
kahpelenme | kavilya | kibutz | kronograf |
kahpelenmek | kavim,-vmi | kifaf | kronoloji |
kahpeleşme | kavis,-vsi | kifafınefs | kronolojik,-ği |
kahpeleşmek | kavkı | kifafınefs etmek | kronometre |
kahpelik etmek | kavkılı | kifaflanma | kros |
kahpelik,-ği | kavlağan | kifaflanmak | kroşe |
kahraman | kavlak,-ğı | kifayet | kruasan |
Kahraman Maraş | kavlama | kifayet etmek | krupiye |
kahramanca | kavlamak | kifayetli | krupiyelik,-ği |
kahramanlaşma | kavlanma | kifayetsiz | kruvaze |
kahramanlaşmak | kavlanmak | kifayetsizlik,-ği | kruvazör |
kahramanlık,-ğı | kavlaşma | Kiğı (ilçe) | ksenofobi |
kahretme | kavlaşmak | kik | ksenon |
kahretmek | kavlatma | kikirik,-ği | ksilofon |
kahreyleme | kavlatmak | kiklâ | kuaför |
kahreylemek | kavlıç,-cı | kiklon | kuartet |
kahreyleyiş | kavlık,-ğı | kiklotron | kubarma |
kahrolası | kavmî | kil | kubarmak |
kahrolma | kavmiyat | kile | kubaşma |
kahrolmak | kavmiyet | kiler | kubaşmak |
kahroluş | kavmiyetçi | kilerci | kubat |
Kâhta (ilçe) | kavmiyetçilik,-ği | kilermeni | kubatlık,-ğı |
kahvaltı etmek | kavraç,-cı | kilim | kubbe |
kahvaltı,-yı | kavrak,-ğı | kilimci | Kubbealtı'nı |
kahvaltılık,-ğı | kavram | kilimcilik,-ği | kubbeli |
kahve | kavram karmaşası | Kilis | kubbeli delik,-ği |
kahve değirmeni | kavrama | kilise | kubbeli fırın |
kahve dolabı | kavrama noktası | kilise çanı | kubbesiz |
kahve fincanı | kavramak | kilise hukuku | kubur |
kahve ocağı | kavramcılık,-ğı | kilit dili | kuburluk,-ğu |
kahve parası | kavramlaşma | kilit mevkii | kucak çocuğu |
kahve tepsisi | kavramlaşmak | kilit noktası | kucak dolusu |
kahveci | kavramsal | kilit sarma | kucak kucağa |
kahvecilik,-ği | kavranılma | kilit taşı | kucak kucak |
kahvehane | kavranılmak | kilit yeri | kucak,-ğı |
kahvehaneci | kavranılmaz | kilit,-di | kucaklama |
kahverengi,-yi | kavranma | kilitleme | kucaklamak |
kâhya | kavranmak | kilitlemek | kucaklanış |
kâhyalık etmek | kavratma | kilitlenme | kucaklanma |
kâhyalık,-ğı | kavratmak | kilitlenmek | kucaklanmak |
kaide | kavrayış | kilitletme | kucaklaşma |
kaideci | kavrayışlı | kilitletmek | kucaklaşmak |
kaideli | kavrayışsız | kilitleyici | kucaklayış |
kaidesiz | kavruk,-ğu | kilitli | kucaktan kucağa |
kail | kavrukluk,-ğu | kilitsiz | kuçu kuçu (ünlem) |
kail olmak | kavrulma | kilitsiz küreksiz | kuçukuçu (köpek) |
kaim | kavrulmak | kiliz | kudas |
kaim olmak | kavruluş | kiliz balığı | kudema |
kaime | kavşak,-ğı | kilizman | kudret |
kâin | kavuk,-ğu | Kilizman | kudret hamamı |
kâinat | kavukçu | killeme | kudret helvası |
kak | kavuklu | killemek | kudret narı |
kaka | kavukluk,-ğu | killi | kudretli |
kakaç,-cı | kavun | kilo | kudretsiz |
kakalama | kavuncu | kiloamper | kudretsizlik,-ği |
kakalamak | kavuniçi (renk) | kilogram | kudretten |
kakalanma | kavurga | kilogramağırlık,-ğı | kudurgan |
kakalanmak | kavurma | kilogramkuvvet | kudurganlık,-ğı |
kakao | kavurmacı | kilogrammetre | kudurma |
kakaolu kek | kavurmaç,-cı | kilohertz | kudurmak |
kakavan | kavurmak | kilojul,-lü | kudurtma |
kakavanlık etmek | kavurmalı | kilokalori | kudurtmak |
kakavanlık,-ğı | kavurmalık,-ğı | kilolu | kudurtucu |
kakıç,-cı | kavurtma | kiloluk,-ğu | kuduruk,-ğu |
kakılma | kavurtmak | kilometre | kuduruş |
kakılmak | kavuruş | kilometre kare | kuduz |
kakım | kavuşma | kilometre taşı | kuduz böceği |
kakıma | kavuşmak | kilometrelerce | kuduz böcekleri |
kakımak | kavuştak,-ğı | kilosikl | kuduz otu |
kakınç,-cı | kavuşturma | kiloton | kuduzluk,-ğu |
kakır kakır | kavuşturmak | kilovat | kudüm |
kakırdak poğaçası | kavuşulma | kilovat saat,-ti | kudümzen |
kakırdak,-ğı | kavuşulmak | kilovolt | kûfî |
kakırdama | kavuşum | kils | kuğu |
kakırdamak | kavuşum devri | kilüs | kuğurma |
kakırtı | kavuşur su yosunları | kim | kuğurmak |
kakış | kavut | kim bilir | kuhi |
kakışma | kavuz | kimesne | kuintet |
kakışmak | kavuzlular | kimi | kuka |
kakıştırma | kavzama | kimi zaman | kukla |
kakıştırmak | kavzamak | kimisi | kukla oyunu |
kaklık,-ğı | kay etmek | kimlik belgesi | kukla tiyatrosu |
kakma | kay,-yyı | kimlik kartı | kuklacı |
kakmacı | kaya | kimlik,-ği | kuklacılık,-ğı |
kakmacılık,-ğı | kaya balığı | kimono | kuklalık,-ğı |
kakmak | kaya balığıgiller | kimse | kuklavarî |
kakmalı | kaya güvercini | kimsecik,-ği | kukuleta |
kaknem | kaya hanisi (balık) | kimsecikler | kukuletalı |
kakofoni | kaya horozu | kimsesiz | kukuletasız |
kaktüs | kaya keleri | kimsesizlik,-ği | kukumav |
kaktüsgiller | kaya lifi | kimüs | kul |
kakule | kaya örümceği | kimya | kul cinsi |
kakuleli | kaya sansarı | kimya doğrulumu | kul etmek |
kakum | kaya sarımsağı | kimya göçümü | kul hakkı |
kâkül | kaya sarmaşığı | kimya olmak | kul kâhyası |
kâküllü | kaya suyu | kimyacı | kul oğlanı |
kal | kaya tuzu | kimyacılık,-ğı | kul olmak |
kala | kayabaşı (ezgi; türkü) | kimyager | kul taksimi |
kala kala | kayaç,-cı | kimyagerlik,-ği | kul yapısı |
kalaazar | kayağan | kimyasal | kula |
kalaba | kayağan taş | kimyasal savaş | Kula (ilçe) |
Kalaba | kayağanlık,-ğı | kimyasal silâh | kulacık,-ğı |
kalabalık ağızlı | kayak evi | kimyasal tedavi | kulaç,-cı |
kalabalık etmek | kayak,-ğı | kimyevî | kulaçlama |
kalabalık,-ğı | kayakçı | kimyevî tedavi | kulaçlamak |
kalabalıkça | kayakçılık,-ğı | kimyon | kulaçlayış |
kalabalıklaşma | kayalık,-ğı | kimyonî | kulağakaçan |
kalabalıklaşmak | kayan | kimyonlu | kulağı delik,-ği |
kalafat | kayar | kin | kulağı tıkalı |
kalafat yeri | kayarlama | kinaye | kulak altı bezi |
kalafatçı | kayarlamak | kinayeli | kulak çivisi |
kalafatçılık,-ğı | kayarto | kinayeli kinayeli | kulak davulu |
kalafatlama | kaybedilme | kinci | kulak demiri |
kalafatlamak | kaybedilmek | kincilik,-ği | kulak dolgunluğu |
kalafatlanma | kaybetme | kindar | kulak erimi |
kalafatlanmak | kaybetmek | kindarlık,-ğı | kulak kepçesi |
kalafatsız | kaybolma | kinematik,-ği | kulak kulağa |
kalak,-ğı | kaybolmak | kinestezi | kulak memesi |
kalakalma | kayboluş | kinetik enerji | kulak misafiri |
kalakalmak | kayda değer | kinetik,-ği | kulak misafiri olmak |
kalamar | kaydedici | kinik,-ği | kulak sadakası |
kalamata | kaydedilme | kinin | kulak tıkacı |
Kalamış | kaydedilmek | kinin sülfatı | kulak tırmalayıcı |
kalamin | kaydetme | kininli | kulak zarı |
kalamit | kaydetmek | kiniş | kulak,-ğı |
kalan | kaydettirme | kinizm | kulakçı |
Kalan | kaydettirmek | kinlenme | kulakçık,-ğı |
kalantor | kaydıhayat | kinlenmek | kulaklı |
kalantorluk,-ğu | kaydıihtiyat | kinli | kulaklı somun |
kalas | kaydırak,-ğı | kinsiz | kulaklık,-ğı |
kalastra | kaydırılma | kip | kulaksız |
kalay | kaydırılmak | kipe | kulaktan |
kalaycı | kaydırış | kipkirli | kulaktan dolma |
kalaycılık,-ğı | kaydırma | kiplik,-ği | kulaktan kulağa |
kalaylama | kaydırmak | kir | kulaktozu |
kalaylamak | kaydırtma | kir pas | kulampara |
kalaylanma | kaydırtmak | kira | kulamparalık,-ğı |
kalaylanmak | kaydiye | kira arabası | kule |
kalaylatma | kaydolma | kira bedeli | kulis |
kalaylatmak | kaydolmak | kira kontratı | kulis çalışması |
kalaylı | kaygan | kiracı | kulis faaliyeti |
kalaysız | kaygana | kiracılık,-ğı | kulis yapmak |
kalben | kayganalık,-ğı | kiralama | kullandırma |
kalbî | kayganlık,-ğı | kiralamak | kullandırmak |
kalbi kırık,-ğı | kaygı | kiralanma | kullanıcı |
kalbi temiz | kaygılandırma | kiralanmak | kullanılma |
kalbur | kaygılandırmak | kiralayan | kullanılmak |
kalbur kemiği | kaygılanış | kiralayıcı | kullanılmış |
kalburcu | kaygılanma | kiralı | kullanım |
kalburculuk,-ğu | kaygılanmak | kiralık adam | kullanış |
kalburlama | kaygılı | kiralık ev | kullanışlı |
kalburlamak | kaygın | kiralık kadın | kullanışsız |
kalburlanma | kaygısız | kiralık kasa | kullanma |
kalburlanmak | kaygısızca | kiralık katil | kullanmak |
kalburlatma | kaygısızlık,-ğı | kiralık kız | kullap,-bı |
kalburlatmak | kayık salıncak,-ğı | kiralık,-ğı | kullaşma |
kalburüstü | kayık tabak,-ğı | kiraz | kullaşmak |
kalcı | kayık yaka | Kiraz (ilçe) | kulluk etmek |
kalça | kayık,-ğı | kiraz elması | kulluk kölelik,-ği |
kalça kemiği | kayıkçı | kiraz reçeli | kulluk,-ğu |
kalçalı | kayıkçılık,-ğı | kiraz zamkı | kullukçu |
kalçalık,-ğı | kayıkhane | kirazlık,-ğı | kuloğlu |
kalçasız | kayın | kirde | kulp |
kalçete | kayın baba | kirdeci | Kulp (ilçe) |
kalçın | kayın birader | kirebolu | kulplu |
kaldıraç,-cı | kayın peder | kireç fabrikası | kulplu beygir |
kaldıran | kayın valide | kireç kaymağı | kulpsuz |
kaldırıcı | kayın,-ynı | kireç kuyusu | Kulu (ilçe) |
kaldırılış | kayıngiller | kireç ocağı | kuluçka |
kaldırılma | kayınlık,-ğı | kireç suyu | kuluçka devri |
kaldırılmak | kayıntı | kireç sütü | kuluçka dönemi |
kaldırım | kayıp,-ybı | kireç taşı | kuluçka makinesi |
kaldırım mühendisi | kayır | kireç,-ci | kuluçka olmak |
kaldırım süpürgesi | kayırıcı | kireççi | kuluçkahane |
kaldırım yosması | kayırıcılık,-ğı | kireççil | kuluçkalık,-ğı |
kaldırımcı | kayırılma | kireçleme | kulun |
kaldırımcılık,-ğı | kayırılmak | kireçlemek | Kuluncak (ilçe) |
kaldırımsı | kayırış | kireçlenme | kulunç,-cu |
kaldırış | kayırma | kireçlenmek | kulunlama |
kaldırma | kayırmak | kireçleşme | kulunlamak |
kaldırmak | kayırtma | kireçleşmek | kulunluk,-ğu |
kaldırtma | kayırtmak | kireçli | kulübe |
kaldırtmak | kayısı | kireçlik,-ği | kulüp,-bü |
kale | kayısı hoşafı | kireçsileme | kulüpçü |
Kale (ilçe) | kayısı kompostosu | kireçsilemek | kulüpçülük,-ğü |
kalebent,-di | kayısı kurusu | kireçsiz | kulüpler arası |
kalebentlik,-ği | kayış | kireçsizlenme | kulvar |
kaleci | kayış balığı | kireçsizleştirme | kulyuç,-cu |
kaleci eldiveni | kayış dili | kireçsizleştirmek | kum |
Kalecik (ilçe) | kayışçı | kireçyeren | kum balığı |
kalecilik,-ği | kayışkıran | kiremit fabrikası | kum balığıgiller |
kalem | kayıt defteri | kiremit rengi | kum çölü |
kalem açacağı | kayıt kuyut | kiremit,-di | kum engereği |
kalem aşısı | kayıt,-ydı | kiremitçi | kum fırtınası |
kalem beyi | kayıtım | kiremitçilik,-ği | kum grisi |
kalem efendisi | kayıtımla uslamlama | kiremithane | kum havucu |
kalem işi | kayıtlama | kiremitli | kum havuzu |
kalem kaşlı | kayıtlamak | kirik,-ği | kum kamyonu |
kalem kavgası | kayıtlı | kiril | kum kayası |
kalem kulaklı | kayıtma | kiril alfabesi | kum kekliği |
kalem kutusu | kayıtmak | kiriş | kum otu |
kalem parmaklı | kayıtsız | kirişçi | kum saati |
kalem sahibi | kayıtsız şartsız | kirişhane | kum taşı |
kalembek | kayıtsızca | kirişleme | kum torbası |
kalemis | kayıtsızlık,-ğı | kirişlemek | kuma |
kalemkâr | kaykılma | kirişli | kumalı |
kalemkârlık,-ğı | kaykılmak | kirişlik,-ği | Kuman |
kalemlik,-ği | kaykıltma | kirizma | Kumanca |
kalemşor | kaykıltmak | kirizma etmek | kumanda |
kalemtıraş | kayma | kirizma yapmak | kumanda etmek |
kalender | kaymak | kirizmalama | kumandan |
kalenderce | kaymak kâğıdı | kirizmalamak | kumandan gemisi |
kalenderî | kaymak tabakası | kirizme | kumandanlı |
Kalenderiye | kaymak takımı | kirkit | kumandanlık,-ğı |
kalenderleşme | kaymak taşı | kirlenme | kumandansız |
kalenderleşmek | kaymak,-ğı | kirlenmek | Kumandı |
kalenderlik,-ği | kaymakaltı (süt) | kirletme | kumanya |
kalensöve | kaymakam | kirletmek | kumanyacı |
kaleska | kaymakamlık,-ğı | kirli | kumanyacılık,-ğı |
kalevî | kaymakçı | kirli çamaşır | kumar |
kaleydoskop,-bu | kaymaklanma | kirli çıkı | kumar ebesi |
kalfa | kaymaklanmak | kirli çıkın | kumarbaz |
kalfalık,-ğı | kaymaklı | kirli kan | kumarbazlık,-ğı |
kalgıma | kaymaklı dondurma | kirli sarı | kumarcı |
kalgımak | kayme | kirlihanım peyniri | kumarcılık,-ğı |
kalhane | kaymelik,-ği | kirlilik,-ği | kumarhane |
kalıcı | kaynaç taşı | kirloş | kumarhaneci |
kalıcılık,-ğı | kaynaç,-cı | kirloz | kumarhanecilik,-ği |
kalıç,-cı | kaynak kişi | kirmen | kumasız |
kalık,-ğı | kaynak makinesi | kirpi | kumaş |
kalıklık,-ğı | kaynak suyu | kirpigiller | kumaş mengenesi |
kalım | kaynak yapmak | kirpik besleyici | kumaşçı |
kalımlı | kaynak,-ğı | kirpik,-ği | kumaşçılık,-ğı |
kalımlılık,-ğı | kaynakça | kirpikli | kumaşsız |
kalımsız | kaynakçacı | kirpikliler | kumbara |
kalın | kaynakçı | kirpiksi | kumbaracı |
kalın bağırsak,-ğı | kaynakçılık,-ğı | kirpiksi cisim,-smi | kumbarahane |
kalın kafa | kaynakhane | kirş | kumbaşı (kumsal) |
kalın kafalı | kaynaklanma | kirtikli | kumcu |
kalın kafalılık,-ğı | kaynaklanmak | kirtil | kumcul |
kalın ses | kaynama | kirve | kumkazan |
kalın ünlü | kaynama noktası | kirvelik etmek | kumkuma |
kalın yağ | kaynamak | kirvelik,-ği | kumla |
kalınca | kaynana | kisedar | kumlama |
kalınlaşma | kaynana zırıltısı | kispet | kumlamak |
kalınlaşmak | kaynanadili (bitki) | kispet çıkarılması | kumlaştırıcı |
kalınlaştırma | kaynanalık etmek | kispî | kumlaştırma |
kalınlaştırmak | kaynanalık,-ğı | kist | kumlaştırmak |
kalınlatma | kaynar | kistleşme | kumlu |
kalınlatmak | kaynarca | kistleşmek | Kumlu (ilçe) |
kalınlık,-ğı | Kaynarca (ilçe) | kisve | Kumluca (ilçe) |
kalınma | kaynaşık,-ğı | kişi | kumluk,-ğu |
kalınmak | kaynaşma | kişi adı bilimi | kumpanya |
kalıntı | kaynaşmak | kişi eki | kumpas |
kalıp kıyafet | kaynaştırma | kişi zamiri | kumpir |
kalıp sigarası | kaynaştırma sesi | kişiler arası | kumral |
kalıp,-bı | kaynaştırmak | kişiler arası ilişki | kumru |
kalıpçı | kaynata | kişileşme | Kumru (ilçe) |
kalıpçılık,-ğı | kaynatalık,-ğı | kişileşmek | kumrucu |
kalıplama | kaynatılma | kişileştirme | kumsal |
kalıplamak | kaynatılmak | kişilik dışı | kumsallık,-ğı |
kalıplanma | kaynatma | kişilik,-ği | kumsuz |
kalıplanmak | kaynatmak | kişilikli | kumuç,-cu |
kalıplaşma | kaynayış | kişiliksiz | Kumuk |
kalıplaşmak | kaypak,-ğı | kişioğlu | Kumukça |
kalıplaşmış | kaypakça | kişisel | kumul |
kalıplaşmış iyelik,-ği | kaypaklaşma | kişiye özel | kunda |
kalıplatma | kaypaklaşmak | kişizade | kundak,-ğı |
kalıplatmak | kaypaklık,-ğı | kişmirî | kundakçı |
kalıplı | kaypama | kişmiş | kundakçılık,-ğı |
kalıplı kıyafetli | kaypamak | kişneme | kundaklama |
kalıpsız | kayra | kişnemek | kundaklamak |
kalıpsız kıyafetsiz | kayracılık,-ğı | kişneyiş | kundaklanış |
kalış | kayrak,-ğı | kişniş | kundaklanma |
kalıt | kayran | kişniş şekeri | kundaklanmak |
kalıtçı | kayrılma | kit | kundaklayış |
kalıtım | kayrılmak | kitabe | kundaklı |
kalıtım bilimi | kayser | kitabet | kundaksız |
kalıtımsal | Kayseri | kitabî | kundura |
kalıtsal | kayşa | kitap açacağı | kunduracı |
kaliborit | kayşama | kitap dolabı | kunduracılık,-ğı |
kalibre | kayşamak | kitap ehli | kunduru |
kalifiye | kayşat | kitap evi | kunduz |
kalifiye işçi | kaytak,-ğı | kitap kurdu | kunduz böceği |
kaliforniyum | kaytan | kitap sarayı | kungfu |
kaligrafi | kaytan bıyıklı | kitap,-bı | kunt |
kalinis | kaytancı | kitapça | kup |
kalinos | kaytanlı | kitapçı | kupa |
kalipso | kaytarıcı | kitapçılık,-ğı | kupes |
kalite | kaytarış | kitaplaştırma | kupkuru |
kalite kontrolü | kaytarma | kitaplaştırmak | kupkuru etmek |
kaliteli | kaytarmacı | kitaplık bilimci | kupon |
kalitesiz | kaytarmacılık,-ğı | kitaplık bilimi | kupür |
kalitesizlik,-ği | kaytarmak | kitaplık görevlisi | kur |
kalk borusu | kayyım | kitaplık,-ğı | kur'a |
kalkan | kayyum | kitapsever | kur'a efradı |
kalkan bezi | kayyumluk,-ğu | kitapseverlik,-ği | kurabiye |
kalkan böcekleri | kaz | kitapsız | kurabiyeci |
Kalkandere (ilçe) | kaz kafalı | kitin | kurabiyecilik,-ği |
kalker | kaza | kitle | kur'acı |
kalkerleşme | kaza dairesi | kitle haberleşmesi | kurada |
kalkerleşmek | kaza etmek | kitlesel | kurak,-ğı |
kalkerli | kazaen | kitre | kurakçıl |
kalkersiz | kazağı | kivi | kuraklık,-ğı |
kalkık,-ğı | Kazak | kiyanus | kural |
kalkıklık,-ğı | Kazak çömelmesi | kiyaset | kural dışı |
kalkındırma | kazak,-ğı | kizir | kurala aykırı |
kalkındırmak | Kazakça | klâkson | kurala aykırılık,-ğı |
kalkınış | Kazakistan | klân | kuralcı |
kalkınma | kazaklık,-ğı | klâpa | kuralcılık,-ğı |
kalkınmak | kazalı | klâpe | kurallaşma |
kalkış | kazamat | klârnet | kurallaşmak |
kalkışma | kazan | klârnetçi | kurallaştırma |
kalkışmak | Kazan (şehir; ilçe) | klâs | kurallaştırmak |
kalkma | kazan taşı | klâsik,-ği | kurallı |
kalkmak | kazancı | klâsikleşme | kurallı cümle |
kalkojen | kazancılık,-ğı | klâsikleşmek | kuralsız |
kalkolitik,-ği | kazanç,-cı | klâsiklik,-ği | kuram |
kallavi | kazançlı | klâsisizm | Kurama |
kallavi fincan | kazançsız | klâsman | kuramcı |
kalleş | kazandırma | klâsör | kuramcılık,-ğı |
kalleşçe | kazandırmak | klâvsen | kuramlaştırma |
kalleşlik etmek | kazandibi (tatlı) | klâvsenci | kuramlaştırmak |
kalleşlik,-ği | kazanılma | klâvye | kuramsal |
kalma | kazanılmak | klâvyeli | Kur'an |
kalma durumu | kazanım | kleptoman | kurander |
kalmak | kazanış | kleptomani | Kur'anı Kerim |
kalmalı | kazanma | klerikalizm | kurbağa |
kalmalı tümleç,-ci | kazanmak | klik,-ği | kurbağa adam |
kaloma | kazara | klikçi | kurbağa balığı |
kalomel | kazaratar | klikleme | kurbağa balığıgiller |
kalori | kazasız | kliklemek | kurbağa otu |
kalorifer | kazasız belâsız | klikleşme | kurbağa testi |
kalorifer borusu | kazaska | klikleşmek | kurbağacık,-ğı |
kalorifer dairesi | kazasker | klima | kurbağalama |
kalorifer kazanı | kazaskerlik,-ği | klimatolog,-ğu | kurbağalar |
kalorifer peteği | kazayağı (bitki; renk) | klimatoloji | kurbağazehiri (bitki) |
kaloriferci | kazaz | klinik,-ği | kurbağazehirigiller |
kalorifercilik,-ği | kazazede | klinker | kurban |
kalorimetre | kazboku (renk) | klinometre | Kurban Bayramı |
kalorimetri | kazdırma | klip,-bi | kurban eti |
kalp (düzme) | kazdırmak | klips | kurban etmek |
kalp ağrısı | kazein | klişe | kurban olmak |
kalp etmek | kazein tutkalı | klişeci | kurbanlık koyun |
kalp krizi | kazevi (zembil) | klişecilik,-ği | kurbanlık,-ğı |
kalp olmak | kazgıç,-cı | klişehane | kurca |
kalp sektesi | kazı | klişeleşme | kurca çıbanı |
kalp spazmı | kazı bilimci | klişeleşmek | kurcalama |
kalp,-bi (yürek) | kazı bilimi | klitoris | kurcalamak |
kalpak,-ğı | kazı bilimsel | klon | kurcalanış |
kalpakçı | kazıcı | klonlama | kurcalanma |
kalpakçılık,-ğı | kazık kök | klonlamak | kurcalanmak |
kalpaklı | kazık marka | klor | kurcalayış |
kalpazan | kazık,-ğı | klor hidrat | kurçatovyum |
kalpazanlık,-ğı | kazıkazan | klor hidrik,-ği | kurdele |
kalplaşma | kazıkçı | klorik | kurdele balığı |
kalplaşmak | kazıklama | klorik asit,-di | kurdele balığıgiller |
kalplık,-ğı | kazıklamak | klorlama | kurdeleli |
kalpli | kazıklanma | klorlamak | kurdelesiz |
kalpsiz | kazıklanmak | klorlanma | kurdeşen |
kalpsizlik,-ği | kazıklayış | klorlanmak | kurdurma |
kalseduan | kazıklı | klorlu | kurdurmak |
kalsemi | kazıklı humma | klorofil | kurdurtma |
kalsit | kazıl | kloroform | kurdurtmak |
kalsiyum | kazılış | klorometri | kurgan |
kalsiyumlu | kazılma | kloroplâst | kurgu |
kalsiyumsuz | kazılmak | kloroz | kurgu bilimi |
kaltaban | kazım | klorölçer | kurgu masası |
kaltabanlık,-ğı | kazıma | klorür | kurgu odası |
kaltak,-ğı | kazıma resim,-smi | klorürlendirme | kurgucu |
kaltaklık,-ğı | kazımak | klorürlendirmek | kurguculuk,-ğu |
kalubelâ | kazımık,-ğı | klorürleştirme | kurgulama |
Kalvenci | Kâzımkarabekir (ilçe) | klorürleştirmek | kurgulamak |
Kalvencilik,-ği | kazınma | klostrofobi | kurgulanma |
Kalvenizm | kazınmak | kloş | kurgulanmak |
kalya | kazıntı | klozet | kurgulu |
kalyon | kazıntılı | klüz | kurgusal |
kalyoncu | kazıtma | know-how | kurgusuz |
kâm (dilek) | kazıtmak | koalisyon | kurk |
kam (şaman) | kazıyış | koalisyon hükûmeti | kurlağan |
kama | kaziye | koaptör | kurma |
kamacı | kazkanadı (oyun) | kobalt | kurmaca |
kamalama | kazma | kobalt bombası | kurmacılık,-ğı |
kamalamak | kazma diş | kobay | kurmak |
kamalı | kazmacı | kobaygiller | kurmay |
Kaman (ilçe) | kazmaç,-cı | kobra | kurmay başkanı |
kamanço | kazmak | kobragiller | kurmaylık,-ğı |
kamanço etmek | kazolit | koca | kurna |
kamara | kazulet | koca bebek,-ği | kurnalı |
kamarillâ | kazurat | koca koca | kurnasız |
kamarot | Keban (ilçe) | koca kuşluk,-ğu | kurnaz |
kamarotluk,-ğu | kebap,-bı | koca yemiş | kurnazca |
kamasız | kebapçı | Kocaali (ilçe) | kurnazlaşma |
kamaşma | kebapçılık,-ğı | kocabaş (kuş) | kurnazlaşmak |
kamaşmak | kebaplı | kocabaşı | kurnazlık,-ğı |
kamaştırma | kebaplık,-ğı | Kocaeli'ni | kuron |
kamaştırmak | kebe | kocakarı | kurs |
kamber | kebere | kocakarı ilâcı | kursak,-ğı |
kambiyo | kebir | kocakarı masalı | kursaklı |
kambiyocu | kebze | kocakarı soğuğu | kursaksız |
kambiyoculuk,-ğu | kebzeci | kocakarılık,-ğı | kursiyer |
kambriyen | keçe | Kocaköy (ilçe) | kurşun |
kambriyen öncesi | keçeci | kocalak,-ğı | kurşun erimi |
kambur | keçecilik,-ği | kocalı | kurşun grisi |
kambur felek,-ği | keçeleme | kocalık,-ğı | kurşun kalem |
kambur zambur | keçelemek | kocalma | kurşun otu |
kamburlaşma | keçelenme | kocalmak | kurşun rengi |
kamburlaşmak | keçelenmek | kocaltma | kurşuncu |
kamburlaştırma | keçeleşme | kocaltmak | kurşunculuk,-ğu |
kamburlaştırmak | keçeleşmek | kocama | kurşungeçirmez |
kamburluk,-ğu | keçeleştirme | kocamak | kurşunî |
kamburumsu | keçeleştirmek | kocaman | kurşunîleşme |
kamçı | keçeli | kocaman kocaman | kurşunîleşmek |
kamçıbaşı (iplik) | keçi | kocamanca | kurşunlama |
kamçıkuyruk,-ğu (koyun) | keçi inadı | kocamanlaştırma | kurşunlamak |
kamçılama | keçi kömüreni | kocamanlaştırmak | kurşunlanma |
kamçılamak | keçi mantarı | kocaoğlan | kurşunlanmak |
kamçılanma | keçi postu | kocasız | kurşunlaşma |
kamçılanmak | keçi sakal | kocasızlık,-ğı | kurşunlaşmak |
kamçılatma | keçi söğüdü | Kocasinan (ilçe) | kurşunlu |
kamçılatmak | keçi yemişi | kocatma | Kurşunlu (ilçe) |
kamçılayış | keçi yolu | kocatmak | kurşunsuz |
kamçılı | Keçiborlu (ilçe) | kocayış | kurt baklası |
kamçılılar | keçiboynuzu (bitki) | koç | kurt bilimci |
kame | keçiler | Koç (burç) | kurt bilimi |
kamelya | keçileşme | koç burunlu | kurt kapanı |
kamer | keçileşmek | koç katımı | kurt köpeği |
kamer balığı | keçilik etmek | koç katımı fırtınası | kurt kuş |
kamera | keçilik,-ği | koç yiğit,-di | kurt kuyusu |
kameraman | keçimemesi (üzüm) | koç yumurtası | kurt mantarı |
kamerî | Keçiören (ilçe) | koçak,-ğı | kurt masalı |
kamerî ay | keçisağan | koçaklama | kurt sineği |
kamerî takvim | keçisakalı (bitki) | koçan | kurt yeniği |
kamerî yıl | keçisedefi (bitki) | koçancı | kurt,-du |
kameriye | keçitırnağı (oyma kalemi) | koçancılık,-ğı | kurtağzı |
Kamerun | keder | Koçarlı (ilçe) | Kurtalan (ilçe) |
Kamerunlu | kederlendirme | koçbaşı (direk) | kurtarıcı |
kamet | kederlendirmek | koçboynuzu (çengel) | kurtarıcılık,-ğı |
kamga | kederleniş | Koçhisar (ilçe) | kurtarılma |
kamış | kederlenme | koçkar | kurtarılmak |
kamış kalem | kederlenmek | koçlanma | kurtarım |
kamışçık,-ğı | kederli | koçlanmak | kurtarımcılık,-ğı |
kamışkulak,-ğı (at) | kedersiz | koçma | kurtarış |
kamışlı | kedi | koçmak | kurtarma |
kamışlık,-ğı | kedi balı | koçsama | kurtarma aracı |
kamışsı | kedi balığı | koçsamak | kurtarma gemisi |
kamikaze | kedi balığıgiller | koçu | kurtarma kazısı |
kâmil | kedi nanesi | koçuşmak | kurtarmacı |
kâmilen | kedi otu | kodaman | kurtarmacılık,-ğı |
kamineto | kedi otugiller | kodamanlar | kurtarmak |
kamp | kediayağı (bitki) | kodamanlık,-ğı | kurtayağı (bitki) |
kamp yapmak | kedibastı | kodein | kurtayağı tozu |
kampana | kedidili (bisküvi) | kodeks | kurtbağrı (bitki) |
kampanya | kedigiller | kodes | kurtboğan |
kampanyacı | kedigözü (lâmba) | kodifikasyon | kurtçuk,-ğu |
kampçı | kediyaladı | kodoş | kurtçul |
kampçılık,-ğı | kefal,-li | kodoşluk,-ğu | kurtkıyan (bitki) |
kamping | kefalet | kof | Kurtköy |
kamplaşma | kefaleten | kofa | kurtlandırma |
kamplaşmak | kefaletname | kofalık,-ğı | kurtlandırmak |
kampus | kefalgiller | kofana | kurtlanış |
kamu | kefaller | Kofçaz (ilçe) | kurtlanma |
kamu davası | kefaret | koflaşma | kurtlanmak |
kamu düzeni | kefe | koflaşmak | kurtlaşma |
kamu kesimi | kefek,-ği | kofluk,-ğu | kurtlaşmak |
kamu personeli | kefeki | kofra | kurtlu |
kamu sektörü | kefeleme | koful | kurtluca |
kamu tanrıcı | kefelemek | koğuş | kurtluk,-ğu |
kamu tanrıcılık,-ğı | kefen | Koh basili | kurtpençesi (bitki) |
kamuflâj | kefenleme | kohenit | kurtsuz |
kamufle | kefenlemek | kohezyon | kurttırnağı (bitki) |
kamufle etmek | kefenleyiş | kok | kurtulma |
kamulaştırılma | kefenli | kok kömürü | kurtulmak |
kamulaştırılmak | kefenlik,-ği | koka | kurtulmalık,-ğı |
kamulaştırma | kefensiz | kokain | kurtuluş |
kamulaştırmak | kefere | kokainci | kuru |
kamuoyu | kefil | kokainman | kuru çay |
kamus | kefil olmak | kokainoman | kuru çayır |
kamusal | kefillik,-ği | kokainomani | kuru çeşme |
kamusallaşma | kefir | kokak ağaç,-cı | kuru dere |
kamusallaşmak | kefiye | kokak,-ğı | kuru duvar |
kamutay | kefne | kokar ağaç,-cı | kuru ekmek,-ği |
kamyon | kehanet | kokarca | kuru erik,-ği |
kamyoncu | Kehkeşan (Samanyolu) | kokart,-dı | kuru fasulye |
kamyonculuk,-ğu | kehle | kokartlı | kuru filtre |
kamyonet | kehribar | koket | kuru gürültü |
kan | kehribar balı | koketlik,-ği | kuru hava |
kan akçesi | kehribarcı | koketri | kuru iftira |
kan aktarımı | kek | kokimbit | kuru incir |
kan bağı | kekâ | koklama | kuru kafa |
kan bankası | kekâh | koklamak | kuru kahve |
kan basıncı | keke | koklaşma | kuru kahveci |
kan bilimci | kekeç,-ci | koklaşmak | kuru kahvecilik,-ği |
kan bilimi | kekeleme | koklaştırma | kuru kalabalık,-ğı |
kan çıbanı | kekelemek | koklaştırmak | kuru kayısı |
kan davası | kekeleyiş | koklatma | kuru kemik,-ği |
kan doku | kekelik,-ği | koklatmak | kuru köfte |
kan dolaşımı | kekeme | koklayış | kuru kuruya |
kan grubu | kekemeleşme | kokma | kuru kuyu |
kan kanseri | kekemeleşmek | kokmak | kuru lâf |
kan kardeşi | kekemelik,-ği | kokmuş | kuru meyve |
kan kaybı | kekik yağı | kokona | kuru öksürük,-ğü |
kan kırmızı | kekik,-ği | kokoreç,-ci | kuru pasta |
kan nakli | kekikli | kokoreççi | kuru pil |
kan parası | keklik,-ği | kokoreççilik,-ği | kuru sebze |
kan plâzması | kekre | kokoroz | kuru sıkı |
kan portakalı | kekrelik,-ği | kokorozlanma | kuru soğan |
kan taşı | kekremsi | kokorozlanmak | kuru soğuk,-ğu |
kana | kekremsilik,-ği | kokot | kuru söz |
kana kan | kekresi | kokoz | kuru tarım |
kana kana | kel | kokozlanma | kuru temizleme |
kanaat etmek | kel kâhya | kokozlanmak | kuru temizleyici |
kanaat,-ti | kelâm | kokozluk,-ğu | kuru üzüm |
kanaatkâr | Kelâmıkadim | kokpit | kuru yemiş |
kanaatkârlık,-ğı | kelâmıkibar | kokteyl | kuru yemişçi |
kanaatli | kelaynak,-ğı | koku | kuru yük |
Kanada kavağı | kele | koku alma duyusu | kuru yük gemisi |
kanal | kelebek camı | koku alma organı | kuru ziraat,-ti |
kanalcık,-ğı | kelebek gözlük,-ğü | koku tedavisi | Kurucaşile (ilçe) |
kanalet | kelebek otu | kokucu | kurucu |
kanalıyla | kelebek,-ği | kokulandırma | kuruculuk,-ğu |
kanalizasyon | kelebekler | kokulandırmak | kurul |
kanama | kelek,-ği | kokulanma | kurulama |
kanamak | keleklik etmek | kokulanmak | kurulamak |
kanamalı | keleklik,-ği | kokulu | kurulanış |
kanara | kelem | kokulu çayır otu | kurulanma |
kanarya | keleme | kokulu kiraz | kurulanmak |
kanarya çiçeği | kelep,-bi | kokulu sabun | kurulaşma |
kanarya otu | kelepçe | kokurdan | kurulaşmak |
kanaryalık,-ğı | kelepçeleme | kokusuz | kurulayış |
kanasta | kelepçelemek | kokuş | kurulma |
kanat,-dı | kelepçelenme | kokuşma | kurulmak |
kanata | kelepçelenmek | kokuşmak | kurultay |
kanatçık,-ğı | kelepçeli | kokuşturma | kurulu |
kanatlandırma | kelepir | kokuşturmak | kurulu düzen |
kanatlandırmak | kelepirci | kokuşuk,-ğu | kuruluk,-ğu |
kanatlanış | kelepircilik,-ği | kokutma | kuruluş |
kanatlanma | kelepleme | kokutmak | kuruluşlar bütünü |
kanatlanmak | keleplemek | kol | kurum |
kanatlı | kelepser | kol ağzı | kuruma |
kanatlılar | keler | kol akımı | kurumak |
kanatma | keler balığı | kol bağı | kurumlanış |
kanatmak | kelergiller | kol böreği | kurumlanma |
kanatsız | Keles (ilçe) | kol değirmeni | kurumlanmak |
kanatsızlar | keleş | kol demiri | kurumlaşma |
kanava | keleşlik,-ği | kol kapağı | kurumlaşmak |
kanaviçe | kelifit | kol kemiği | kurumlaştırma |
kanayış | kelik,-ği | kol kola | kurumlaştırmak |
kanbiyit | kelime | kol nizamı | kurumlu |
kanca | kelime cambazı | kol saati | kurumsal |
kancabaş (kayık) | kelime cambazlığı | kola | kurumsallaşma |
kancalama | kelime hazinesi | kola cevizi | kurumsallaşmak |
kancalamak | kelime kadrosu | kola çıkma | kurumsuz |
kancalı | kelime karışıklığı | kola çıkmak | kuruntu |
kancalı iğne | kelime oyunu | kolacı | kuruntu etmek |
kancalı kurt,-du | kelime sıklığı | kolacılık,-ğı | kuruntucu |
kancık,-ğı | kelimeişahadet | kolaçan | kuruntulu |
kancıkça | kelimesi kelimesine | kolaçan etmek | kuruntusuz |
kancıklık etmek | kelimesiz | kolagiller | kuruş |
kancıklık yapmak | Kelkit (ilçe) | kolağası | kuruş kuruş |
kancıklık,-ğı | kelle | kolâj | kuruşlandırma |
kancur | kelleşme | kolalama | kuruşlandırmak |
kançılar | kelleşmek | kolalamak | kuruşluk,-ğu |
kançılarlık,-ğı | kelli felli | kolalanma | kuruşu kuruşuna |
kançılarya | kellik,-ği | kolalanmak | kurut |
kandaş | Keloğlan | kolalatma | kurutaç,-cı |
kandaşlık,-ğı | keloğlan (hindi) | kolalatmak | kurutma |
kandelâ | kem | kolalayış | kurutma kabı |
Kandıra (ilçe) | kem göz | kolalı | kurutma kâğıdı |
kandıra ağacı | kem küm | kolan | kurutma makinesi |
kandıra otu | kem küm etmek | kolan balığı | kurutmaç,-cı |
kandırıcı | Kemah (ilçe) | kolancı | kurutmak |
kandırıcılık,-ğı | kemal,-li | kolancılık,-ğı | kurutmalı |
kandırılış | Kemalist | kolay | kurutmalık,-ğı |
kandırılma | Kemaliye (ilçe) | kolay kolay | kurutucu |
kandırılmak | Kemalizm | kolayca | kurutulma |
kandırış | Kemalpaşa (ilçe) | kolaycacık,-ğı | kurutulmak |
kandırma | Kemalpaşa tatlısı | kolaycı | kurutuş |
kandırmaca | keman | kolaycılık,-ğı | kuruyasıca |
kandırmak | keman yayı | kolayda | kuruyuş |
kandil | kemancı | kolaylama | kurvaziyer |
kandil çiçeği | kemancılık,-ğı | kolaylamak | kurya |
kandil çöreği | kemane | kolaylanma | kurye |
kandil gecesi | kemane çekme | kolaylanmak | kuryelik,-ği |
kandil günü | kemanî | kolaylaşma | kuskun |
kandil simidi | kemankeş | kolaylaşmak | kuskunlu |
kandil yağı | keme | kolaylaştırma | kuskunsuz |
kandilci | kemençe | kolaylaştırmak | kuskunu düşük,-ğü |
kandilleşme | kemençeci | kolaylık,-ğı | kuskus |
kandilleşmek | kement,-di | kolaylıkla | kuskus çorbası |
kandilli | kemer | kolbastı | kuskus pilâvı |
Kandilli | Kemer (ilçe) | kolbaşı | kusma |
kandilli küfür | kemer bağlama | kolbaşılık,-ğı | kusmak |
kandilli selâm | kemer gözü | kolcu | kusmuk,-ğu |
kandilli temenna | kemer patlıcanı | kolculuk,-ğu | kusturma |
kandillik,-ği | kemere | kolçak,-ğı | kusturmak |
kanepe | kemerleme | kolçaklı sandalye | kusturucu |
kangal | kemerlemek | koldaş | kusturuş |
Kangal (ilçe) | kemerli | koldaşlık,-ğı | kusuntu |
kangallama | kemerlik,-ği | koledok,-ğu | kusur |
kangallamak | kemersiz | kolej | kusur etmek |
kangallanma | kemha | kolejli | kusurlu |
kangallanmak | kemik bilimi | koleksiyon | kusurluluk,-ğu |
kangren | kemik doku | koleksiyoncu | kusursuz |
kangren olmak | kemik yalayıcı | koleksiyonculuk,-ğu | kusursuzluk,-ğu |
kangrenleşme | kemik,-ği | kolektif | kuş |
kangrenleşmek | kemikçik,-ği | kolektif çalışma | kuş bakışı |
kangrenli | kemikleşme | kolektif ortaklık,-ğı | kuş beyinli |
kanguru | kemikleşmek | kolektif şirket | kuş bilimci |
kangurugiller | kemikleştirme | kolektifleşme | kuş bilimi |
kanı | kemikleştirmek | kolektifleşmek | kuş dili (çocuk dili) |
kanı bozuk,-ğu | kemikli | kolektifleştirme | kuş evi |
kanı sıcak,-ğı | kemikli balıklar | kolektifleştirmek | kuş gözü (pencere) |
kanık,-ğı | kemiksi | kolektivist | kuş iğdesi |
kanıklanma | kemiksi bölge | kolektivizm | kuş kafesi |
kanıklanmak | kemiksiz | kolektör | kuş kirazı |
kanıklık,-ğı | kemircik,-ği | kolemanit | kuş otu |
kanıkma | kemirdek,-ği | kolera | kuş sütü |
kanıkmak | kemirgen | koleralı | kuş tüyü |
kanıksama | kemirgenler | kolesterin | kuş uçumu |
kanıksamak | kemirici | kolesterol,-lü | kuş uçuşu |
kanıksayış | kemiriciler | kolhoz | kuş uykusu |
kanırma | kemirilme | koli | kuş üzümü |
kanırmak | kemirilmek | kolibasil | kuş yuvası |
kanırtma | kemiriş | kolibri | Kuşadası'nı (ilçe) |
kanırtmaç,-cı | kemirme | kolibrigiller | kuşak bağlama |
kanırtmak | kemirmek | kolik,-ği | kuşak,-ğı |
kanış | kemiyet | kolit | kuşaklama |
kanıt | kemlik etmek | kollama | kuşaklamak |
kanıtlama | kemlik,-ği | kollamak | kuşaklanma |
kanıtlamak | kemre | kollanma | kuşaklanmak |
kanıtlanış | kemreleme | kollanmak | kuşaklı |
kanıtlanma | kemrelemek | kollayıcı | kuşaksız |
kanıtlanmak | kemrelik,-ği | kollu | kuşane |
kanıtlı | kenar | kolluk kuvveti | kuşanılma |
kanıtsama | kenar mahalle | kolluk,-ğu | kuşanılmak |
kanıtsamak | kenar suyu | kolodyum | kuşanış |
kani olmak | kenarcı | kolofan | kuşanma |
kani,-i | kenarda köşede | koloidal,-li | kuşanmak |
kaniş | kenarlı | koloit,-di | kuşantı |
kankan | kenarlık,-ğı | kolokyum | kuşatılma |
kankurutan | kenarortay | kolombiyum | kuşatılmak |
kanlama | kenarsız | kolon | kuşatış |
kanlamak | kendi | koloni | kuşatma |
kanlandırma | kendi başına | kolonya | kuşatmak |
kanlandırmak | kendi beslek,-ği | kolonyal | kuşbaşı |
kanlanma | kendi hâlinde | kolonyalama | kuşbaşılı |
kanlanmak | kendi kendine | kolonyalamak | kuşbaz |
kanlı | kendigelen | kolonyalanma | kuşburnu (bitki) |
kanlı basur | kendiliğinden | kolonyalanmak | kuşçu |
kanlı bıçaklı | kendiliğinden üreme | kolonyalı | kuşçubaşı |
kanlı canlı | kendiliğindenlik,-ği | kolonyalist | kuşçuluk,-ğu |
kanlı katil | kendilik,-ği | kolordu | kuşdili (dişbudak) |
kanlılık,-ğı | kendince | koloridye | kuşe |
kanma | kendinde | kolorimetre | kuşe kâğıdı |
kanmak | kendinden | kolorimetri | kuşekmeği (bitki) |
kanmazlık,-ğı | kendine has | kolostrum | kuşet |
kano | kendine mahsus | kolsu ayaklılar | kuşetli |
kanon | kendine özgü | kolsuz | kuşetsiz |
kanotiye | kendir | koltuğa girme | kuşgömü (pastırma) |
kanser | kendircilik,-ği | koltuk altı | kuşhane |
kanser bilimi | kendirgiller | koltuk başı | kuşkanadı (tıp) |
kanserleşme | kendirik,-ği | koltuk değneği | kuşkonmaz (bitki) |
kanserleşmek | kendisince | koltuk düşkünü | kuşku |
kanserli | kene | koltuk gözü | kuşkucu |
kanserojen | kene ağacı | koltuk kapısı | kuşkuculuk,-ğu |
kanseroloji | kene göz | koltuk kavgası | kuşkulandırma |
kansız | kene otu | koltuk meyhanesi | kuşkulandırmak |
kansız cansız | kenef | koltuk,-ğu | kuşkulanma |
kansızlaşma | keneler | koltukçu | kuşkulanmak |
kansızlaşmak | kenet etmek | koltukçuluk,-ğu | kuşkulu |
kansızlık,-ğı | kenet mili | koltuklama | kuşkulu kuşkulu |
kant,-dı | kenet,-di | koltuklamak | kuşkusuz |
kantar | kenetleme | koltuklanma | kuşlak,-ğı |
kantar ağası | kenetlemek | koltuklanmak | kuşlar |
kantar kabağı | kenetleniş | koltuklu | kuşlokumu (kurabiye) |
kantar kolu | kenetlenme | koltukluk,-ğu | kuşluk namazı |
kantar topu | kenetlenmek | kolu uzun | kuşluk vakti |
kantarcı | kenetli | kolye | kuşluk yemeği |
kantarcılık,-ğı | kenevir | kolyoz | kuşluk,-ğu |
kantariye | kenevir helvası | kolza | kuşmar |
kantarlama | kenevircilik,-ği | kom | kuşpalazı (difteri) |
kantarlamak | kengel | koma | kuşyemi (bitki) |
kantarlı | kengel sakızı | komalık etmek | kut |
kantarlı küfür | kenger | komalık olmak | kutan (saka kuşu) |
kantarma | kenger sakızı | komalık,-ğı | kutlama |
kantaron | kent | komandit | kutlamak |
kantat | kent soylu | komandit ortaklık,-ğı | kutlanış |
kantin | kent soyluluk,-ğu | komandit şirket | kutlanış |
kantinci | kental,-li | komandite | kutlanma |
kantincilik,-ği | kentçi | komanditer | kutlanma |
kantiyane | kentçilik,-ği | komando | kutlanmak |
kanto | kentet | komando er | kutlanmak |
kantocu | kentilyon | komar | kutlayış |
kantoculuk,-ğu | kentler arası | kombi | kutlayış |
kanton | kentleşme | kombina | kutlu |
kantonit | kentleşmek | kombinasyon | kutlu |
kanun (yasa; çalgı aleti) | kentli | kombine | kutlulama |
kânun (yılın ilk ve son ayları) | kentlileşme | kombinezon | kutlulama |
kanun dışı | kentlileşmek | kombiyum | kutlulamak |
kanun hükmünde kararname | kentsel | komedi | kutlulamak |
kanun koyucu | Kenya | komedi yazarı | kutluluk,-ğu |
kanun lâyihası | Kenyalı | komedya | kutluluk,-ğu |
kanun sözcüsü | kep | komedyacı | kutnu |
kanun tasarısı | kepaze | komedyen | kutnu |
kanun teklifi | kepaze etmek | komi | kutsal |
kanuncu | kepaze olmak | komik,-ği | kutsal |
kanunen | kepazelik,-ği | komikleşme | kutsallaşma |
kanunî | kepbastı | komikleşmek | kutsallaşma |
kanuniyet | kepçe | komiklik,-ği | kutsallaşmak |
kanunlaşma | kepçe kulak,-ğı | komiser | kutsallaşmak |
kanunlaşmak | kepçe kuyruk,-ğu | komiserlik,-ği | kutsallaştırış |
kanunlaştırılma | kepçe surat | komisyon | kutsallaştırış |
kanunlaştırılmak | kepçeburun (yaban ördeği) | komisyoncu | kutsallaştırma |
kanunlaştırma | kepçeleme | komisyonculuk,-ğu | kutsallaştırma |
kanunlaştırmak | kepçelemek | komita | kutsallaştırmak |
kanunname | kepçeli | komitacı | kutsallaştırmak |
kanunsuz | kepek,-ği | komitacılık,-ğı | kutsallık,-ğı |
kanunsuzluk,-ğu | kepekçi | komite | kutsallık,-ğı |
kanunuesasî | kepeklenme | komodin | kutsama |
kânunuevvel | kepeklenmek | komodor | kutsama |
kânunusani | kepekli | komot | kutsamak |
kanyak,-ğı | kepenek,-ği | kompartıman | kutsamak |
kanyon | kepenk,-gi | kompas | kutsî |
kaolin | kepez | kompetan | kutsî |
kaolinit | kepir | kompetitif | kutsîleşme |
kaolinli | kepme | kompilâsyon | kutsîleşme |
kaos | kepmek | komple | kutsîleşmek |
kap (giysi) | Kepsut (ilçe) | komple kilit,-di | kutsîleşmek |
kap kacak,-ğı | kerahet | kompleks | kutsiyet |
kâp,-bı (aşık kemiği) | kerahet vakti | kompleksli | kutsiyet |
kap,-bı (mahfaza) | keramet | komplikasyon | kutsuz |
kapacık,-ğı | kerametli | komplike | kutsuz |
kapak kızı | kerata | kompliman | kutsuzluk,-ğu |
kapak taşı | keratin | komplo | kutsuzluk,-ğu |
kapak yıldızı | keratinleşme | komplocu | kutu |
kapak,-ğı | keratinleşmek | komposto | kutu |
kapakçık,-ğı | keratinli | kompostoluk,-ğu | kutu kutu |
kapaklanma | kerde | kompoze | kutu kutu |
kapaklanmak | kere | kompozisyon | kutucu |
kapaklı | kerem | kompozitör | kutucu |
kapaklık,-ğı | kerem etmek | komprador | kutuculuk,-ğu |
kapaksız | kerem sahibi | kompres | kutuculuk,-ğu |
kapalı | kerempe | kompresör | kutulama |
kapalı çarşı | keres | komprime | kutulama |
kapalı devre | kereste | kompüter | kutulamak |
kapalı duruşma | keresteci | komşu | kutulamak |
kapalı gişe | kerestecilik,-ği | komşu açı | kutulanış |
kapalı hava | keresteli | komşu hatırı | kutulanış |
kapalı hece | kerestelik,-ği | komşu kapısı | kutulanma |
kapalı kalp ameliyatı | kerevet | komşuluk etmek | kutulanma |
kapalı kutu | kerevides | komşuluk yapmak | kutulanmak |
kapalı oturum | kerevit | komşuluk,-ğu | kutulanmak |
kapalı rejim | kereviz | komut | kutulayış |
kapalı tohumlular | kerh | komuta | kutulayış |
kapalı tribün | kerhane | komuta etmek | kutulu |
kapalı yer korkusu | kerhaneci | komutan | kutulu |
kapalı yüzme havuzu | kerhen | komutanlık,-ğı | kutulu telefon |
kapalılık,-ğı | kerih | komünikasyon | kutulu telefon |
kapama | kerim | komünike | kutup engel |
kapamacı | kerime | komünist | kutup engel |
kapamaç,-cı | keriz | komünistlik,-ği | Kutup Yıldızı |
kapamak | kerizci | komünizm | Kutup Yıldızı |
kapan | kerkenez | komütatör | kutup,-tbu |
kapan duygu | kerki | kona göçe | kutup,-tbu |
kapan kapana | kerli ferli | Konak (ilçe) | kutuplanma |
kapanca | kermen | konak yavrusu | kutuplanma |
kapanık,-ğı | kermes | konak,-ğı | kutuplanmak |
kapanıklık,-ğı | kerpeten | konakçı | kutuplanmak |
kapanış | kerpiç,-ci | konaklama | kutuplaşma |
kapaniçe | kerpiççi | konaklamak | kutuplaşma |
kapanma | kerpiçleşme | konaklık,-ğı | kutuplaşmak |
kapanmak | kerpiçleşmek | konalga | kutuplaşmak |
kapantı | kerrake | konargöçer | kutupsal |
kapari | kerrakeli | konç,-cu | kutupsal |
kaparo | kerrat | konçerto | kutur,-tru |
kaparolu | kerrat cetveli | konçina | kutur,-tru |
kaparosuz | kerte | konçlu | kuvantum |
kaparoz | kerteleme | konçsuz | kuvantum |
kaparozcu | kertenkele | kondansatör | kuvars |
kaparozculuk,-ğu | kertenkeleler | kondenseleşme | kuvars |
kaparozlama | kerteriz | kondisyon | kuvarsit |
kaparozlamak | kerteriz noktası | kondisyon aleti | kuvarsit |
kapasite | kerti | kondisyon bisikleti | kuver |
kapasiteli | kertik,-ği | kondom | kuver |
kapasitesiz | kertikleme | kondurma | kuvertür |
kapatılış | kertiklemek | kondurmak | kuvertür |
kapatılma | kertikli | kondüit | kuvöz |
kapatılmak | kertilme | kondüktör | kuvöz |
kapatış | kertilmek | kondüktörlük,-ğü | kuvve |
kapatma | kertme | konektör | kuvve |
kapatmak | kertmek | konektör pensi | kuvvet |
kapattırma | kervan | konfederasyon | kuvvet |
kapattırmak | kervan çulluğu | konfederatif | kuvvet çifti |
kapçak,-ğı | Kervan Yıldızı | konfedere | kuvvet çifti |
kapçık meyve | kervanbaşı | konfeksiyon | kuvvet komutanları |
kapçık,-ğı | kervancı | konfeksiyon mağazası | kuvvet komutanları |
kapçıklı | Kervankıran (Çolpan) | konfeksiyoncu | kuvvetlendirici |
kapelâ | kervansaray | konfeksiyonculuk,-ğu | kuvvetlendirici |
kapı | kes | konferans | kuvvetlendiriş |
kapı ağası | kesafet | konferansçı | kuvvetlendiriş |
kapı ağzı | kesat,-dı | konferansçılık,-ğı | kuvvetlendirme |
kapı çuhadarı | kesatlık,-ğı | konfeti | kuvvetlendirme |
kapı dışarı etmek | kese | konfor | kuvvetlendirmek |
kapı halkı | kese kâğıdı | konforlu | kuvvetlendirmek |
kapı kâhyası | kesecik,-ği | konformizm | kuvvetleniş |
kapı kapamaca | kesedar | konforsuz | kuvvetleniş |
kapı kethüdası | kesek,-ği | konforsuzluk,-ğu | kuvvetlenme |
kapı kolu | keseklenme | konglomera | kuvvetlenme |
kapı komşu | keseklenmek | Kongo | kuvvetlenmek |
kapı kulu | kesekli | Kongolu | kuvvetlenmek |
kapı mandalı | keseleme | kongövde | kuvvetli |
kapı oğlanı | keselemek | kongövdeli | kuvvetli |
kapı tokmağı | keseleniş | kongre | kuvvetlice |
kapı yoldaşı | keselenme | koni | kuvvetlice |
kapıcı | keselenmek | konik,-ği | kuvvetölçer |
kapıcık,-ğı | keseletme | koniklik,-ği | kuvvetölçer |
kapıcılık,-ğı | keseletmek | konje | kuvvetsiz |
kapıkule | keseli | konjonktivite | kuvvetsiz |
kapılandırma | keseli kurt,-du | konjonktür | kuvvetsizlik,-ği |
kapılandırmak | keseliler | konkasör | kuvvetsizlik,-ği |
kapılanma | kesen | konkav | kuymak,-ğı |
kapılanmak | kesene | konken | kuymak,-ğı |
kapılgan | kesenek,-ği | konkordato | kuyruk acısı |
kapılganlık,-ğı | kesenekçi | konkre | kuyruk acısı |
kapılı | kesenkes | konkret | kuyruk kemiği |
kapılış | keser | konkur | kuyruk kemiği |
kapılma | kesici | konkurhipik,-ği | kuyruk olmak |
kapılmak | kesici diş | konma | kuyruk olmak |
kapısı açık,-ğı | kesif | konmak | kuyruk sokumu |
kapısız | kesik hava | konsa | kuyruk sokumu |
kapış | kesik kelime | konsantrasyon | kuyruk sokumu kemiği |
kapışılma | kesik koni | konsantre | kuyruk sokumu kemiği |
kapışılmak | kesik piramit,-di | konsantre etmek | kuyruk yağı |
kapışma | kesik prizma | konsantre olmak | kuyruk yağı |
kapışmak | kesik,-ği | konsensüs | kuyruk,-ğu |
kapıştırma | kesikleşme | konsept | kuyruk,-ğu |
kapıştırmak | kesikli | konseptüalizm | kuyrukkakan |
kapik,-ği | kesiklik,-ği | konser | kuyrukkakan |
kapital,-li | kesiksiz | konservatör | kuyruklu |
kapitalist | kesiliş | konservatuvar | kuyruklu |
kapitalizm | kesilme | konserve | kuyruklu kelebek,-ği |
kapitone | kesilmek | konservecilik,-ği | kuyruklu kelebek,-ği |
kapitülâsyon | kesim | konsey | kuyruklu kurbağa |
kapkaç | kesim evi | konsinye satış | kuyruklu kurbağa |
kapkaççı | kesimci | konsol | kuyruklu piyano |
kapkaççılık,-ğı | kesimhane | konsol saati | kuyruklu piyano |
kapkara | kesimlik,-ği | konsolidasyon | kuyruklu yalan |
kapkaranlık,-ğı | kesin | konsolide | kuyruklu yalan |
kaplam | kesin bilgi | konsolide borç,-cu | kuyruklu yıldız |
kaplama | Kesin Hesap Kanunu | konsolide bütçe | kuyruklu yıldız |
kaplamacı | kesinleme | konsolit,-di | kuyruklular |
kaplamacılık,-ğı | kesinleşme | konsolitçi | kuyruklular |
kaplamak | kesinleşmek | konsolos | kuyruksallayan |
kaplamalı | kesinleştirme | konsoloshane | kuyruksallayan |
kaplamlı | kesinleştirmek | konsolosluk,-ğu | kuyruksallayangiller |
kaplan | kesinlik,-ği | konsomasyon | kuyruksallayangiller |
kaplan atlaması | kesinlikle | konsomatris | kuyruksuz |
kaplan böcek,-ği | kesinme | konsomatrislik,-ği | kuyruksuz |
kaplan böcekler | kesinmek | konson | kuyruksuzlar |
kaplan derisi | kesinsizlik,-ği | konsonant | kuyruksuzlar |
kaplanboğan | kesinti | konsorsiyum | kuyruksüren |
kaplanış | kesintili | konstellâsyon | kuyruksüren |
kaplanma | kesintisiz | konstrüksiyon | kuytu |
kaplanmak | kesir,-sri | konstrüktivizm | kuytu |
kaplatış | kesirli | konsulto | kuytuluk,-ğu |
kaplatma | kesirli sayı | konsül | kuytuluk,-ğu |
kaplatmak | kesirsiz | konsültasyon | kuyu |
kaplayış | kesiş | konsültasyon yapmak | kuyu |
kaplı | kesişen | konşimento | kuyu bileziği |
kaplıca | kesişme | kont | kuyu bileziği |
kaplıcalık,-ğı | kesişmek | kontak anahtarı | kuyu fındığı |
kaplık,-ğı | kesit | kontak kapama | kuyu fındığı |
kaplumbağa | keskenme | kontak lens | kuyu kebabı |
kaplumbağa yürüyüşü | keskenmek | kontak,-ğı | kuyu kebabı |
kaplumbağalar | keski | kontekst | kuyu suyu |
kapma | keskin | kontenjan | kuyu suyu |
kapmaca | Keskin (ilçe) | kontenjan sistemi | kuyu topuğu |
kapmak | keskinleşme | kontes | kuyu topuğu |
kapnisit | keskinleşmek | konteyner | Kuyucak (ilçe) |
kaporta | keskinleştirme | kontluk,-ğu | Kuyucak (ilçe) |
kaportacı | keskinleştirmek | kontör | kuyucu |
kaportacılık,-ğı | keskinletme | kontörlü | kuyucu |
kapriçyo | keskinletmek | kontörlü telefon | kuyuculuk,-ğu |
kapris | keskinlik,-ği | kontra | kuyuculuk,-ğu |
kapris yapmak | kesme | kontra mizana (denizcilik) | kuyudat |
kaprisli | kesme imi | kontralto | kuyudat |
kaprissiz | kesme işareti | kontrasomun | kuyum |
kapsam | kesme kaya | kontrast | kuyum |
kapsama | kesme şeker | kontrat | kuyumcu |
kapsamak | kesmece | kontrat yapmak | kuyumcu |
kapsamlı | kesmek | kontratabla | kuyumcu terazisi |
kapsız | kesmelik,-ği | kontratak,-ğı | kuyumcu terazisi |
kapsül | kesmik,-ği | kontratlı | kuyumculuk,-ğu |
kaptan | kesmikli | kontratsız | kuyumculuk,-ğu |
kaptan köprüsü | kesp etmek | kontrbas | kuz |
kaptan köşkü | kesp,-bi | kontrbasçı | kuz |
kaptan paşa | kesre | kontrfile | kuzen |
kaptan pilot | kesret | kontrgerillâ | kuzen |
kaptanıderya | kestane | kontrol etmek | kuzey |
kaptanlık,-ğı | kestane dorusu | kontrol kalemi | kuzey |
kaptıkaçtı | kestane fişeği | kontrol kulesi | Kuzey Kutbu'nu |
kaptırma | kestane kabağı | kontrol saati | Kuzey Kutbu'nu |
kaptırmak | kestane kargası | kontrol,-lü | kuzey noktası |
kapuska | kestane rengi | kontrolcü | kuzey noktası |
kaput | kestane şekeri | kontrolör | Kuzey Türkçesi |
kaput bezi | kestaneci | kontrolörlük,-ğü | Kuzey Türkçesi |
kaput etmek | kestanecik,-ği | kontrpiye | Kuzey Yıldızı |
kaputluk,-ğu | kestanelik,-ği | kontrplâk,-ğı | Kuzey Yıldızı |
kapuz | Kestel (ilçe) | kontrpuan | kuzeybatı |
kapüşon | kestere | kontur | kuzeybatı |
kâr (kazanç; yarar) | kestirilme | kontuvar | kuzeydoğu |
kar (yağış) | kestirilmek | konu | kuzeydoğu |
kar çiçeği | kestirim | konu komşu | kuzeyli |
kar dikeni | kestirme | konu mankeni | kuzeyli |
kâr etmek | kestirmece | konuk etmek | kuzgun |
kâr haddi | kestirmeden | konuk evi | kuzgun |
kar helvası | kestirmek | konuk köşesi | kuzguncuk (ilçe) |
kar kuşu | keş | konuk olmak | kuzguncuk (ilçe) |
kar kuyusu | Keşan (ilçe) | konuk sanatçı | kuzguncuk,-ğu |
kâr payı | Keşap (ilçe) | konuk,-ğu | kuzguncuk,-ğu |
kara | keşen | konukçu | kuzgunî |
kara ağızlı | keşfedilme | konukçuluk,-ğu | kuzgunî |
kara baht | keşfedilmek | konuklama | kuzgunî siyah |
kara borsa | keşfetme | konuklamak | kuzgunî siyah |
kara borsacı | keşfetmek | konukluk,-ğu | kuzgunkılıcı (bitki) |
kara borsacılık,-ğı | keşfettirme | konuksever | kuzgunkılıcı (bitki) |
kara boya | keşfettirmek | konukseverlik,-ği | kuzin |
kara bulut | keşide | konulma | kuzin |
kara cahil | keşif kolu (askerlik) | konulmak | kuzine |
kara cümle | keşif,-şfi | konulu | kuzine |
kara damaklı | keşik,-ği | konum | kuzu |
kara elmas | keşikleme | konumlama | kuzu |
kara et | keşikleşmek | konumlamak | kuzu dişi |
kara gün | keşiş | konumlandırma | kuzu dişi |
kara gün dostu | keşişhane | konumlandırmak | kuzu eti |
kara haber | keşişleme | konumlanma | kuzu eti |
kara humma | keşişlik,-ği | konumlanmak | kuzu kapama |
kara iklimi | keşke | konur | kuzu kapama |
kara kalem | keşkek,-ği | konur al (renk) | kuzu kapısı |
kara kaplı kitap,-bı | keşkekçi | konusuz | kuzu kapısı |
kara kaş | keşkül | konuş | kuzu kestanesi |
kara kehribar | keşkülüfukara | konuşkan | kuzu kestanesi |
kara kış | keşmekeş | konuşkanlık,-ğı | kuzu kuzu |
kara koca | Keşmir | konuşlandırma | kuzu kuzu |
kara kovan | keşşaf | konuşlandırmak | kuzu mantarı |
kara kucak,-ğı | ket | konuşlanma | kuzu mantarı |
kara kullukçu | ket vurma | konuşlanmak | kuzu sarmaşığı |
kara kurbağası | ketal,-li | konuşma | kuzu sarmaşığı |
kara kuru | ketçap | konuşma bozukluğu | kuzugöbeği (mantar) |
kara kusmuk,-ğu | kete | konuşma dili | kuzugöbeği (mantar) |
kara kutu | keten | konuşma güçlüğü | kuzukulağı (bitki) |
kara kuvvet | keten helva | konuşma korkusu | kuzukulağı (bitki) |
kara kuvvetleri | keten helvacı | konuşma merkezi | kuzukulağı asidi |
kara liste | keten helvası | konuşma yapmak | kuzukulağı asidi |
kara maşa | keten kuşu | konuşma yetersizliği | kuzulama |
kara mili | keten tohumu | konuşmacı | kuzulama |
kara mizah | ketencik,-ği | konuşmak | kuzulamak |
kara para | ketengiller | konuşmama hakkı | kuzulamak |
kara pazar | kethüda | konuşturma | kuzulaşma |
kara saban | kethüda bey | konuşturmak | kuzulaşma |
kara sarı | keton | konuşu | kuzulaşmak |
kara sevda | ketum | konuşucu | kuzulaşmak |
kara sevdalı | ketum olmak | konuşulma | kuzulu |
kara su | ketumiyet | konuşulmak | kuzulu |
kara suları | ketumluk,-ğu | konuşumluk,-ğu | kuzuluk kapısı |
kara tahta | kevel | konut | kuzuluk kapısı |
kara tren | kevelci | konut belgesi | kuzuluk,-ğu |
kara vapuru | keven | konut dokunulmazlığı | kuzuluk,-ğu |
kara yağız | kevgir | konut fonu | Küba |
kara yazı | Kevser | konut kredisi | Küba |
kara yel | keyfetme | konutlanma | Kübalı |
kara yeli | keyfetmek | konutlanmak | Kübalı |
kara yer | keyfî | konvansiyon | kübik,-ği |
kara yolu | keyfi sıra | konvansiyonel | kübik,-ği |
kara yosunları | keyfi yerinde | konvansiyonel silâh | kübist |
kara yosunu | keyfîlik,-ği | konveks | kübist |
kara yüz | keyfince | konveksiyon | kübizm |
kara yüzlü | keyfiyet | konvektör | kübizm |
karaağaç,-cı | keyif ehli | konvertibilite | küçücük,-ğü |
karaağaçgiller | keyif hâli | konvertibl | küçücük,-ğü |
karaardıç,-cı | keyif,-yfi | konvertisör | küçük abdest |
karaasma | keyiflenme | konveyör | küçük abdest |
karabacak,-ğı (mantar) | keyiflenmek | konvoy | küçük ad |
karabakal (kuş) | keyifli | Konya | küçük ad |
karabaldır (bitki) | keyifsiz | konyak,-ğı | Küçük Asya |
karabalık,-ğı | keyifsizlenme | Konyalı | Küçük Asya |
karaballık,-ğı (mantar hastalığı) | keyifsizlenmek | kooperatif | küçük ay (şubat) |
karabasan (kâbus) | keyifsizlik,-ği | kooperatifçi | küçük ay (şubat) |
karabaş | kez | kooperatifçilik,-ği | küçük bey |
karabatak,-ğı (kuş) | keza | kooperatifleşme | küçük bey |
karabatakgiller | kezalik | kooperatifleşmek | küçük burjuva |
karabet | kezzap,-bı | koordinasyon | küçük burjuva |
karabiber | kıble | koordinat | küçük çaplı |
karabibergiller | kıblenüma | koordinatlar | küçük çaplı |
karabina | Kıbrıs | koordinatör | küçük çapta |
karabinyer | Kıbrısçık (ilçe) | koordine | küçük çapta |
karabuğday | kıç | koordine etmek | Küçük Çekmece (ilçe) |
karabuğdaygiller | kıçı kırık,-ğı | kopal | Küçük Çekmece (ilçe) |
karaburçak,-ğı | kıçın kıçın | kopanaki | küçük dalga |
Karaburun (ilçe) | kıçtan bacaklı | koparan | küçük dalga |
Karabük | kıçtankara (gemi) | koparılma | küçük dil |
karaca | kıçüstü | koparılmak | küçük dil |
karaca darısı | kıdem | koparış | küçük dil ünsüzü |
Karacabey (ilçe) | kıdem tazminatı | koparma | küçük dil ünsüzü |
karacaot | kıdemce | koparmak | küçük gazete |
Karacasu (ilçe) | kıdemli | kopartılma | küçük gazete |
karacı | kıdemli başçavuş | kopartılmak | küçük gezegen |
karacılık,-ğı | kıdemli üstçavuş | kopartma | küçük gezegen |
karaciğer | kıdemlilik,-ği | kopartmak | küçük hanım |
karaçalı | kıdemsiz | koparttırma | küçük hanım |
karaçalılık,-ğı | kıdemsizlik,-ği | koparttırmak | küçük harf |
Karaçay | kıdım kıdım | kopça | küçük harf |
Karaçayca | kığ | kopçalama | küçük Hindistan cevizi |
karaçayır | kığı | kopçalamak | küçük Hindistan cevizi |
Karaçoban (ilçe) | kığılama | kopçalanma | küçük kan dolaşımı |
Karadağ | kığılamak | kopçalanmak | küçük kan dolaşımı |
Karadağlı | kıh | kopçalı | küçük karga |
Karadeniz | kıkır kıkır | kopçasız | küçük karga |
karadul (örümcek) | kıkırdak doku | kopek,-ği (para birimi) | küçük köprü |
karadut | kıkırdak,-ğı | kopil | küçük köprü |
karafa | kıkırdaklı | kopkoyu | küçük kumru |
karafaki | kıkırdama | kopma | küçük kumru |
karafatma (böcek) | kıkırdamak | kopmak | küçük martı |
karagevrek,-ği (üzüm) | kıkırdatma | kopolimer | küçük martı |
Karagöz | kıkırdatmak | kopolimerleşme | küçük mevlit ayı |
karagöz (balık) | kıkırdayış | kopoy | küçük mevlit ayı |
Karagözcü | kıkırlık,-ğı | kopuk,-ğu | küçük önerme |
Karagözcülük,-ğü | kıkırtı | kopukluk,-ğu | küçük önerme |
Karagözlük etmek | kıl | kopuksuz | küçük parmak,-ğı |
Karagözlük,-ğü | kıl burun | kopuntu | küçük parmak,-ğı |
karagül | kıl çadır | kopuz | küçük sakarca |
karağı | kıl keçisi | kopuzcu | küçük sakarca |
karahalile (bitki) | kıl kuyruk,-ğu | kopya | küçük sesli uyumu |
Karahallı (ilçe) | kıl otu | kopya defteri | küçük sesli uyumu |
karahindiba | kıl payı | kopya etmek | küçük şalgam |
karaiğne (karınca) | kıl testere | kopya kâğıdı | küçük şalgam |
Karaim | kıl yumağı | kopya kalemi | küçük tansiyon |
Karaimce | kılâde | kopya mürekkebi | küçük tansiyon |
Karaisalı (ilçe) | kılağı | kopya yapmak | küçük terim |
karakabarcık,-ğı | kılağılama | kopyacı | küçük terim |
karakaçan (eşek) | kılağılamak | kopyacılık,-ğı | küçük tövbe ayı |
karakafes (bitki) | kılağılı | kopyalama | küçük tövbe ayı |
Karakalpak | kılağısız | kopyalamak | küçük ünlü uyumu |
Karakalpakça | kılâptan | kopyalanma | küçük ünlü uyumu |
karakarga | kılavuz | kopyalanmak | küçük,-ğü |
karakavak,-ğı | kılavuz gemisi | kor | küçük,-ğü |
karakavuk,-ğu (bitki) | kılavuz kaptan | kora | Küçükaslan (yıldız) |
karakavza (yaban havucu) | kılavuzlama | koral,-li | Küçükaslan (yıldız) |
karakeçi (balık) | kılavuzlamak | koramiral,-li | Küçükayı (yıldız kümesi) |
Karakeçili (ilçe) | kılavuzluk etmek | koramirallik,-ği | Küçükayı (yıldız kümesi) |
karakılçık,-ğı (buğday) | kılavuzluk,-ğu | kordalılar | küçükbaş |
Karakoçan (ilçe) | kılbaz | kordiplomatik,-ği | küçükbaş |
karakol | kılcal | kordon | küçükçe |
karakol gemisi | kılcal boru | kordon boyu | küçükçe |
karakolluk olmak | kılcal damar | kordone | küçükleşme |
karakolluk,-ğu | kılcal etki | Kore | küçükleşme |
karakoncolos | kılcal kök | Korece | küçükleşmek |
Karakoyunlu (ilçe) | kılcallık,-ğı | koregraf | küçükleşmek |
karakter | kılcan | koregrafi | küçüklü büyüklü |
karakteristik,-ği | kılçık,-ğı | korekt | küçüklü büyüklü |
karakterize | kılçıklı | korelâsyon | küçüklük,-ğü |
karakterize etmek | kılçıksız | Koreli | küçüklük,-ğü |
karakterli | kıldırma | koreograf | küçüksemek |
karakteroloji | kıldırmak | koreografi | küçüksemek |
karaktersiz | kıldırtma | Korgan (ilçe) | küçülme |
karaktersizlik,-ği | kıldırtmak | korgeneral,-li | küçülme |
karakul | kılgı | korgenerallik,-ği | küçülmek |
karakulak,-ğı (hayvan; haberci) | kılgılı | Korgun (ilçe) | küçülmek |
karakuş (at hastalığı; kuş) | kılgın | korida | küçültme |
karakuşî | kılgısal | koridor | küçültme |
karalâhana | kılı kılına | korindon | küçültme eki |
karalama | kılıbık,-ğı | korka korka | küçültme eki |
karalama defteri | kılıbıklaşma | korkak,-ğı | küçültmek |
karalamak | kılıbıklaşmak | korkakça | küçültmek |
karalanma | kılıbıklık etmek | korkaklık etmek | küçülüş |
karalanmak | kılıbıklık,-ğı | korkaklık,-ğı | küçülüş |
karalatma | kılıcına | korkalama | küçümen |
karalatmak | kılıç alayı | korkalamak | küçümen |
karalayış | kılıç bacak,-ğı | korkma | küçümencik,-ği |
karaleylek,-ği | kılıç balığı | korkmak | küçümencik,-ği |
karalı | kılıç balığıgiller | korku | küçümseme |
karalı beyazlı | kılıç gagalı | korku damarı | küçümseme |
karalık,-ğı | kılıç kuşanma | korkulma | küçümsemek |
karaltı | kılıç oyuncusu | korkulmak | küçümsemek |
karama | kılıç oyunu | korkulu | küçümsenme |
karamak | kılıç pabucu | korkuluk,-ğu | küçümsenme |
karaman | kılıç,-cı | korkunç,-cu | küçümsenmek |
Karaman | kılıççı | korkunçlaşma | küçümsenmek |
karamandola | kılıçhane | korkunçlaşmak | küçümseyiş |
Karamanlı (ilçe) | kılıçkuyruk,-ğu (balık) | korkunçlaştırma | küçümseyiş |
karambol,-lü | kılıçlama | korkunçlaştırmak | küçürek,-ği |
karamelâ | kılıçlamak | korkunçluk,-ğu | küçürek,-ği |
karamsar | kılıçlayış | korkusuz | küf |
karamsarlaşma | kılıçlı | korkusuzca | küf |
karamsarlaşmak | kılıf | korkusuzluk,-ğu | küf kokusu |
karamsarlık,-ğı | kılıfçı | Korkut (ilçe) | küf kokusu |
karamuk,-ğu | kılıflama | Korkuteli'ni (ilçe) | küf yeşili |
karamusal | kılıflamak | korkutma | küf yeşili |
Karamürsel (ilçe) | kılıflı | korkutmaca | küfe |
karanfil | kılıfsız | korkutmak | küfeci |
karanfil yağı | kılık kıyafet | korkutucu | küfecilik,-ği |
karanfilgiller | kılık kıyafet düşkünü | korlanma | küfecilik,-ği |
karanlık etmek | kılık,-ğı | korlanmak | küfeküfeci |
karanlık oda | kılıklı | korlaşma | küfelik olmak |
karanlık,-ğı | kılıklı kıyafetli | korlaşmak | küfelik olmak |
karantina | kılıksız | korluk,-ğu | küfelik,-ği |
karantina müddeti | kılıksızlaşma | korna | küfelik,-ği |
karantina süresi | kılıksızlaşmak | kornea | küffar |
Karapınar (ilçe) | kılıksızlık,-ğı | korner | küffar |
Karapürçek (ilçe) | kılınış | korner atışı | küflendirme |
karar | kılınma | korner direği | küflendirme |
karargâh | kılınmak | kornet | küflendirmek |
kararınca | kılır | kornetçi | küflendirmek |
kararış | kılış | korniş | küflenme |
kararlama | kılkapan | kornişçi | küflenme |
kararlamadan | kılkıran | kornişçilik,-ği | küflenmek |
kararlamak | kılkuyruk,-ğu (kuş) | kornişon | küflenmek |
kararlaşma | kıllanma | korno | küfletme |
kararlaşmak | kıllanmak | koro | küfletme |
kararlaştırılma | kıllı | koroner | küfletmek |
kararlaştırılmak | kılma | korporasyon | küfletmek |
kararlaştırma | kılmak | korporatif | küflü |
kararlaştırmak | kılsız | korsan | küflü |
kararlı | kılükal | korsanlık,-ğı | küflüce |
kararlı dalga | kımıl | korse | küflüce |
kararlı denge | kımıl kımıl | korseci | küfran |
kararlılık,-ğı | kımıldama | korsecilik,-ği | küfran |
kararma | kımıldamak | korseli | küfretme |
kararmak | kımıldanış | korsesiz | küfretme |
kararname | kımıldanma | kort | küfretmek |
kararsız | kımıldanmak | korte | küfretmek |
kararsız denge | kımıldatma | korte etmek | küfür küfür |
kararsızlık,-ğı | kımıldatmak | kortej | küfür küfür |
karartı | kımıldayış | korteks | küfür,-frü |
karartma | kımıltı | kortizon | küfür,-frü |
karartmak | kımız | kortizonlu | küfürbaz |
karasakız (zift) | kımkım | kortizonlu ilâç,-cı | küfürbaz |
karasal | kımkım etmek | koru | küfürbazlık,-ğı |
karasal iklim | kımlanma | korucu | küfürbazlık,-ğı |
karasal kumul | kımlanmak | korucuk,-ğu | küfüv,-ffü |
karasal oluşuk,-ğu | kın | koruculuk,-ğu | küfüv,-ffü |
karasığır | kın kanat | korugan | küheylân |
karasinek,-ği | kın kanatlılar | koruk lüferi | küheylân |
karasu (glokom, göz hastalığı) | kına | koruk suyu | kükre |
Karasu (ilçe) | kına ağacı | koruk şerbeti | kükre |
karaşın | kına çiçeği | koruk,-ğu | kükreme |
karataban (hastalık) | kına çiçeğigiller | koruluk,-ğu | kükreme |
Karataş (ilçe) | kına gecesi | koruma | kükremek |
karatavuk,-ğu | kınacık,-ğı | koruma aracı | kükremek |
karatavukgiller | kınakına | koruma polisi | kükreyiş |
Karatay (ilçe) | kınalama | koruma ünsüzü | kükreyiş |
karate | kınalamak | korumacılık,-ğı | kükürt çiçeği |
karateci | kınalanma | korumak | kükürt çiçeği |
karaturp | kınalanmak | korumalık,-ğı | kükürt,-dü |
karavan | kınalı | korun | kükürt,-dü |
karavana | kınalı bamya | korun dokusu | kükürtatar |
karavana borusu | kınalı keklik,-ği | korunak,-ğı | kükürtatar |
karavanacı | kınalı kuzu | korunaklı | kükürtleme |
karavaş | kınalı yapıncak,-ğı | korunaksız | kükürtleme |
karavaşlık,-ğı | kınama | koruncak,-ğı | kükürtlemek |
karavelâ | kınama cezası | korunga | kükürtlemek |
karavide | kınamak | korungalık,-ğı | kükürtlenme |
Karay | kınanma | korunma | kükürtlenme |
karayaka (koyun türü) | kınanmak | korunmak | kükürtlenmek |
karayandık,-ğı (bitki) | kınasız | korunum | kükürtlenmek |
karayanık,-ğı (hastalık) | kınayış | koruyucu | kükürtlü |
Karayazı (ilçe) | kındıra | koruyucu hekimlik,-ği | kükürtlü |
Karayca | kındıraç,-cı | koruyucu ünsüz | kükürtsüz |
karayılan | Kınık (ilçe) | koruyuculuk,-ğu | kükürtsüz |
karboksil | kınlama | koruyuş | kül |
karboksilik,-ği | kınlamak | korvet | kül |
karboksilli | kınlı | korza | kül çöreği |
karbon | kınnap,-bı | kosa | kül çöreği |
karbon dönemi | kınsız | kosinüs | kül etmek |
karbon kâğıdı | Kıpçak | koskoca | kül etmek |
karbonado | Kıpçakça | koskocaman | kül olmak |
karbonat | kıpı | kostak,-ğı | kül rengi |
karbonatlama | kıpık gözlü | kostaklanma | kül rengi et sineği |
karbonatlamak | kıpık,-ğı | kostaklanmak | kül tablası |
karbonatlı | kıpıklık,-ğı | koster | kül,-lli (bütün) |
karbondioksit,-di | kıpır kıpır | kostik,-ği | kül,-lli (bütün) |
karbonhidrat | kıpırdak,-ğı | kostüm | külâh |
karbonifer | kıpırdaklık,-ğı | kostümcü | külâh |
karbonik asit,-di | kıpırdama | kostümlü | külâhçı |
karbonik,-ği | kıpırdamak | kostümlük,-ğü | külâhçı |
karbonil | kıpırdanma | koşa | külâhımsı |
karbonit | kıpırdanmak | koşaç,-cı | külâhımsı |
karbonlama | kıpırdaşma | koşalık,-ğı | külâhlı |
karbonlamak | kıpırdaşmak | koşaltı | külâhlı |
karbonlaşma | kıpırdatma | koşam | külâhsız |
karbonlaşmak | kıpırdatmak | koşamlama | külâhsız |
karbonlu | kıpırtı | koşamlamak | külbastı |
karbonmonoksit,-di | kıpırtılı | koşar adım | külbastı |
karborundum | kıpırtısız | koşin | külbastılık,-ğı |
karbür | kıpıştırma | koşma | külbastılık,-ğı |
karbüratör | kıpıştırmak | koşmaca | külçe |
karbürleme | kıpkıp | koşmak | külçe |
karcığar | kıpkırmızı | koşmalık,-ğı | külçeleşme |
kardelen | kıpkırmızı olmak | koşnil | külçeleşme |
kardeş | kıpkızıl | koşturma | külçeleşmek |
kardeş kavgası | kıpma | koşturmak | külçeleşmek |
kardeş okul | kıpmak | koşturulma | küldöken |
kardeş payı | kıprama | koşturulmak | küldöken |
kardeş şehir,-hri | kıpramak | koşu | külek,-ği |
kardeşçe | kıprayış | koşu atı | külek,-ği |
kardeşkanı (sakız) | kıprayışlı | koşu yolu | külfet |
kardeşkanı ağacı | kıprayışsız | koşucu | külfet |
kardeşlenme | Kıptî | koşuk,-ğu | külfetli |
kardeşlenmek | Kıptîlik,-ği | koşul | külfetli |
kardeşlik,-ği | kır | koşullama | külfetsiz |
kardırma | kır bekçisi | koşullamak | külfetsiz |
kardırmak | kır çiçeği | koşullandırma | külfetsizce |
kardinal kuşu | kır eğlencesi | koşullandırmak | külfetsizce |
kardinal,-li | kır gerillâsı | koşullanma | külhan |
kardinallik,-ği | kır gülü | koşullanmak | külhan |
kardiyak | kır serdarı | koşullu | külhan makinesi |
kardiyograf | kıraat etmek | koşullu tepke | külhan makinesi |
kardiyografi | kıraat,-ti | koşullu yan cümle | külhanbeyce |
kardiyogram | kıraathane | koşulma | külhanbeyce |
kardiyolog,-ğu | kıraathaneci | koşulmak | külhanbeyi |
kardiyoloji | kıracak,-ğı | koşulsuz | külhanbeyi |
kardiyopati | kıraç,-cı | koşulsuz tepke | külhanbeyi ağzı |
kardiyoskleroz | kıraçlaşma | koşum | külhanbeyi ağzı |
kardiyoskop,-bu | kıraçlaşmak | koşum atı | külhanbeylik,-ği |
kardiyoskopi | kıraçlık,-ğı | koşum hayvanı | külhanbeylik,-ği |
kare | kırağı | koşum takımı | külhancı |
karekök | kırağılı | koşumcu | külhancı |
kareleme | kıran | koşumlu | külhanî |
karelemek | kıran kırana | koşun | külhanî |
kareli | kıranta | koşun koşun | külkedisi |
karfiçe | kırat | koşuntu | külkedisi |
karga | kıratlık,-ğı | koşuşa koşuşa | külleme |
karga burun | kıray | koşuşma | külleme |
karga düleği | kırba | koşuşmak | küllemek |
karga tulumba | kırbacık,-ğı | koşuşturma | küllemek |
karga yürüyüşü | kırbaç kurdu | koşuşturmak | külleniş |
kargabeyni (yemek) | kırbaç kurtları | koşut | külleniş |
kargaburnu (alet) | kırbaç,-cı | koşutçuluk,-ğu | küllenme |
kargabüken | kırbaçlama | koşutlaştırma | küllenme |
kargacık burgacık | kırbaçlamak | koşutlaştırmak | küllenmek |
kargadelen | kırbaçlanma | koşutluk,-ğu | küllenmek |
kargagiller | kırbaçlanmak | kot | küllî |
kargasekmez | kırcı | kot,-du | küllî |
kargaşa | kırcı mantı | kota | külliyat |
kargaşacı | kırcın | kotan (büyük saban) | külliyat |
kargaşalık,-ğı | kırç,-cı | kotarılma | külliye |
kargı | kırçıl | kotarılmak | külliye |
Kargı (ilçe) | kırçıllanma | kotarma | külliyen |
kargılama | kırçıllanmak | kotarmak | külliyen |
kargılamak | kırçıllaşma | kotlama | külliyet |
kargılık,-ğı | kırçıllaşmak | kotlamak | külliyet |
kargıma | kırçıllık,-ğı | kotlet | külliyetli |
kargımak | kırdırma | kotletpane | külliyetli |
kargın | kırdırmak | koton | küllü |
kargış | kırdırtma | kotonperle | küllü |
kargış etmek | kırdırtmak | kotra | küllü su |
kargışlama | kırgın | kov | küllük ağzı |
kargışlamak | kırgınlık,-ğı | kov etmek | küllük,-ğü |
kargışlı | Kırgız | kova | küllük,-ğü |
kargo | Kırgızca | Kova (burç) | külot |
karha | Kırgızistan | kova kova | külot pantolon |
karı | kırıcı | kovalama | külotlu çorap,-bı |
karı ağızlı | kırıcılık,-ğı | kovalamaca | kült |
karı koca | kırık çizgi | kovalamak | külte |
karı kocalık,-ğı | kırık dökük,-ğü | kovalanış | kültivatör |
karık,-ğı | kırık dölü | kovalanma | kültür |
karıkma | kırık hava | kovalanmak | kültür akımı |
karıkmak | kırık,-ğı | kovalayış | kültür balıkçılığı |
karılaşma | kırıkçı | kovalık,-ğı | kültür bitkileri |
karılaşmak | kırıkçılık,-ğı | kovan | kültür çevresi |
karılı | Kırıkhan (ilçe) | kovan anahtar | kültür göçü |
karılı kocalı | Kırıkkale | kovan otu | kültür ortamı |
karılık etmek | kırıklama | Kovancılar (ilçe) | kültür sarayı |
karılık,-ğı | kırıklamak | kovanlık,-ğı | kültür sitesi |
karılma | kırıklık,-ğı | kovboy | kültür varlıkları |
karılmak | kırılgan | kovboyculuk,-ğu | kültüre alma |
karıma | kırılganlık,-ğı | kovboyluk,-ğu | kültürel |
karımak | kırılış | kovcu | kültürel antropoloji |
karın ağrısı | kırılma | kovculuk,-ğu | kültürfizik,-ği |
karın boşluğu | kırılmak | kovdurma | kültürlenme |
karın çatlağı | kırım | kovdurmak | kültürlenmek |
karın zarı | Kırım | kovlama | kültürlü |
karın zarı iltihabı | kırım kırım | kovlamak | kültürlülük,-ğü |
karın zarı yangısı | Kırımlı | kovma | kültürsüz |
karın,-rnı | kırınım | kovmak | kültürsüzlük,-ğü |
karınca | kırınma | kovucuk,-ğu | külünk,-gü |
karınca asidi | kırınmak | kovuk,-ğu | külüstür |
karınca belli | kırıntı | kovulma | külüstürlük,-ğü |
karınca duası | kırıntı külte | kovulmak | külyutmaz |
karınca kaderince | kırıntılı | kovuluş | kümbet |
karınca kararınca | kırış kırış | kovuntu | küme |
karıncaezmez | kırışık,-ğı | kovuş | küme bulut |
karıncaincitmez | kırışıklı | kovuşturma | küme çalışması |
karıncalanış | kırışıklık,-ğı | kovuşturma yapmak | küme küme |
karıncalanma | kırışıksız | kovuşturmak | kümeden düşme |
karıncalanmak | kırışma | koy | kümeleme |
karıncalar | kırışmak | koyacak,-ğı | kümelemek |
karıncalı | kırıştırma | koyak,-ğı | kümeleniş |
karıncayiyen | kırıştırmak | koyar | kümelenme |
karıncayiyengiller | kırıta kırıta | koycuk,-ğu | kümelenmek |
karıncık,-ğı | kırıtım | koydurma | kümeleşim |
karından bacaklılar | kırıtım kırıtım | koydurmak | kümeleşme |
karındaş | kırıtış | koygun | kümeleşmek |
karınlama | kırıtkan | koyma | kümeli |
karınlamak | kırıtkanlık,-ğı | koyma akıl | kümes |
karınlı | kırıtma | koymak | kümes hayvanları |
karınma | kırıtmak | koyu | kümülâtif |
karınmak | kırk | koyu gri | kümültü |
karınsa | kırk basması | koyu kahverengi | kümülüs |
karıntası | kırk beşlik,-ği | koyu kır | küncü |
karıntı | kırk bir buçuk,-ğu | koyu kırmızı | künde |
karısı ağızlı | kırk hamamı | koyu koyu | kündeleme |
karısı köylü | kırk ikilik,-ği | koyu lâcivert,-di | kündelemek |
karış | kırk ikindi | koyu mavi | künefe |
karış karış | kırk merak | koyu pembe | küngüldeme |
karışık,-ğı | kırk para | koyu sarı | küngüldemek |
karışıklık,-ğı | kırk yıl | koyu yeşil | küngürdeme |
karışılma | kırk yıllık,-ğı | koyulaşma | küngürdemek |
karışılmak | Kırkağaç (ilçe) | koyulaşmak | künh |
karışım | Kırkağaç kavunu | koyulaştırma | künk,-gü |
karışlama | kırkambar (kap) | koyulaştırmak | künye |
karışlamak | kırkar | Koyulhisar (ilçe) | künyesi bozuk,-ğu |
karışma | kırkayak,-ğı | koyulma | küp |
karışmak | kırkbayır (midenin gözü) | koyulmak | küp şeker |
karıştırıcı | kırkbudak,-ğı (şamdan) | koyultma | küpe |
karıştırıcılık-ğı | kırkgeçit,-di (ırmak türü) | koyultmak | küpe çiçeği |
karıştırılma | kırkı | koyuluk,-ğu | küpe çiçeğigiller |
karıştırılmak | kırkıcı | koyun | küpeli |
karıştırış | kırkılma | koyun bakışlı | küpelik,-ği |
karıştırma | kırkılmak | koyun dede | küpeşte |
karıştırmak | kırkım | koyun eti | küpleği |
kari,-i | kırkımcı | koyun koyuna | küpleme |
karides | kırkıncı | koyun mantarı | küplü |
karidesçi | kırkıntı | koyun,-ynu (kucak) | kür |
kariha | kırklama | koyuncu | kür yapmak |
karikatür | kırklamak | koyunculuk,-ğu | kürar |
karikatürcü | kırklanma | koyungöbeği (mantar) | küraso |
karikatürcülük,-ğü | kırklanmak | koyungözü (bitki) | küratör |
karikatürist | kırklar | koyuntu | kürdan |
karikatürize | Kırklareli'ni | koyunyünü(sünger) | kürdanlık,-ğı |
karikatürize etmek | kırklı | koyut | kürdî |
karikatürleştirme | kırklık,-ğı | koyuverme | kürdîlihicazkâr |
karikatürleştirmek | kırkma | koyuvermek | küre |
karina | kırkmak | koyverme | Küre (ilçe) |
karina etmek | kırkmerdiven (dik yokuş) | koyvermek | küre kuşağı |
karinalılar | kırktırma | koz | kürek ayaklılar |
karine | kırktırmak | koz helva | kürek cezası |
kariyer | kırkyama (yama işi) | koz helvacı | kürek kemiği |
kariyer yapmak | kırlangıç balığı | koz helvası | kürek kürek |
karizma | kırlangıç balığıgiller | koza | kürek,-ği |
karizmatik,-ği | kırlangıç dönümü | kozacı | kürekçi |
Karkamış (ilçe) | kırlangıç fırtınası | kozacılık,-ğı | kürekçilik,-ği |
karkara | kırlangıç otu | kozak,-ğı | küreleme |
karkas | kırlangıç,-cı | Kozaklı (ilçe) | kürelemek |
karlama | kırlangıçgiller | kozalak,-ğı | kürelenme |
karlamak | kırlangıçkuyruğu (işaret) | kozalaklılar | kürelenmek |
karlanma | kırlaşma | kozalaksı | küreme |
karlanmak | kırlaşmak | kozalaksı bez | küremek |
karlı | kırlent | kozalı | küremsi |
kârlı | kırlık,-ğı | Kozan (ilçe) | küresel |
kârlı iş | kırma | kozasız | küresel gök bilimi |
karlık,-ğı | kırmacı | Kozlu | küresel üçgen |
Karlıova (ilçe) | kırmak | Kozluk (ilçe) | küresel valf,-fi |
Karluk | kırmalı | kozmetik,-ği | küreselleşme |
karma | kırmasız | kozmik ışınlar | küreselleşmek |
karma eğitim | kırmız | kozmik madde | kürevî |
karma ekonomi | kırmız böceği | kozmik,-ği | küreyici |
karma okul | kırmız madeni | kozmogoni | küreyve |
karma sergi | kırmızı | kozmogonik,-ği | kürit |
karma tamlama | kırmızı çürük,-ğü | kozmografya | küriyum |
karmaç,-ğı | kırmızı et | kozmoloji | kürk |
karmak | kırmızı fener | kozmolojik,-ği | kürk böceği |
karmakarış | kırmızı gömlek,-ği | kozmonot | kürkas |
karmakarış etmek | kırmızı kart | kozmopolit | kürkçü |
karmakarış olmak | kırmızı oy | kozmos | kürkçülük,-ğü |
karmakarışık etmek | kırmızıbiber | köçek,-ği | kürklü |
karmakarışık olmak | kırmızıçizgi (hastalık) | köçekçe | kürneme |
karmakarışık,-ğı | kırmızılâhana | köçeklik,-ği | kürnemek |
karmalık,-ğı | kırmızılaşma | köfte | kürsü |
karman çorman | kırmızılaşmak | köfteci | kürsü başkanı |
karmanyola | kırmızılık,-ğı | köftecilik,-ği | kürsü hocası |
karmanyolacı | kırmızımsı | köftehor | kürsü şeyhi |
karmanyolacılık,-ğı | kırmızımtırak,-ğı | köftelik,-ği | Kürt |
karmaşa | kırmızıturp | köfter | kürtaj |
karmaşık sayı | kırnak,-ğı | köfterlik,-ği | kürtajcı |
karmaşık,-ğı | kırnav | köftün | kürtün |
karmaşıklaşma | kırpık,-ğı | köhne | Kürtün (ilçe) |
karmaşıklaşmak | kırpılma | köhneleşme | kürüme |
karmaşma | kırpılmak | köhneleşmek | kürümek |
karmaşmak | kırpıntı | köhnelik,-ği | küs |
karmaştırma | kırpıntı bohçası | köhneme | küs küs |
karmaştırmak | kırpışma | köhnemek | küseğen |
karmık,-ğı | kırpışmak | kök | küskü |
karmuk,-ğu | kırpıştıra kırpıştıra | kök bacaklılar | küskün |
karnabahar | kırpıştırma | kök bilgisi | küskün küskün |
karnabit | kırpıştırmak | kök boyası | küskünleşme |
karnaval | kırpma | kök doğrayıcısı | küskünleşmek |
karnaval maskarası | kırpmak | kök işareti | küskünlük,-ğü |
karnaval maskesi | kırptırma | kök kaplama | küsküt |
karne | kırptırmak | kök kırmızısı | küskütük,-ğü |
karnı aç | kırsal | kök kurdu | küslük,-ğü |
karnı burnunda | kırsal alan | kök mantar | küsme |
karnı geniş | kırsal bölge | kök sap | küsmek |
karnı tok | kırsal nüfus | kök saplı | küspe |
karnıkara (börülce) | Kırşehir | kök yumru | küstah |
karnından konuşan | kırt kırt | kökboyası (bitki) | küstahça |
karnıyarık,-ğı | kırtasiye | kökboyasıgiller | küstahlaşma |
karni | kırtasiyeci | kökçü | küstahlaşmak |
karo | kırtasiyecilik,-ği | kökçük,-ğü | küstahlık etmek |
karoser | kırtıklı | köken | küstahlık,-ğı |
karpit | kırtıpil | köken belgesi | küstere |
karpit lâmbası | kırtıpilleşme | köken bilimci | küstüm otu |
karpuz | kırtıpilleşmek | köken bilimi | küstürme |
karpuz fener | kıs kıs | köken bilimsel | küstürmek |
karpuzcu | kısa | kökenlenme | küsuf |
karpuzculuk,-ğu | kısa çizgi | kökenlenmek | küsur |
Karpuzlu (ilçe) | kısa dalga | kökenli | küsurat |
Kars | kısa devre | kökensel | küsurlu |
karsak,-ğı | kısa far | kökensiz | küsursuz |
kârsız | kısa görüşlü | kökertme | küsü |
karst | kısa kafalı | kökertmek | küsülü |
karstik,-ği | kısa kısa | kökleme | küsüşme |
karşı | kısa koşu | köklemek | küsüşmek |
karşı akın | kısa koşucu | köklendiriş | küşade |
karşı devrim | kısa mesafe | köklendirme | küşat,-dı |
karşı düşürüm | kısa ömürlü | köklendirmek | küşayiş |
karşı gelim | kısa süreli film | kökleniş | küşne |
karşı görüş | kısa ünlü | köklenme | küşüm |
karşı karşıya | kısa vadeli | köklenmek | küşümlenme |
karşı olmak | kısa yoldan | kökleşme | küşümlenmek |
karşı olum | kısaca | kökleşmek | küt |
karşı oy | kısacık,-ğı | kökleştiriş | küt inici |
karşı sav | kısalık,-ğı | kökleştirme | küt inme |
karşıcı | kısalış | kökleştirmek | küt küt |
karşıcılık,-ğı | kısalma | köklü | Kütahya |
karşıdan karşıya | kısalmak | köklü aile | kütikül |
karşılama | kısaltılma | köknar | kütin |
karşılama töreni | kısaltılmak | köknar sakızı | kütinleşme |
karşılamak | kısaltım | köksel | kütle |
karşılanış | kısaltış | köksü | kütleme |
karşılanma | kısaltma | köksüz | kütlemek |
karşılanmak | kısaltma grubu | köksüzlük,-ğü | kütlesel |
karşılaşma | kısaltmak | kökten | kütleşme |
karşılaşma takvimi | kısaltmalı | kökten çiçekli | kütleşmek |
karşılaşmak | kısaltmalı kelime | kökten dinci | kütleştirme |
karşılaştırılma | kısalttırma | kökten dincilik,-ği | kütleştirmek |
karşılaştırılmak | kısalttırmak | kökten sürme | kütletme |
karşılaştırma | kısarak,-ğı | köktenci | kütletmek |
karşılaştırma derecesi | kısas | köktencilik,-ği | kütlü |
karşılaştırmak | kısas etmek | kökteş | kütlük,-ğü |
karşılaştırmalı | kısasa kısas | kökteş tümleç,-ci | kütör |
karşılaştırmalı dil bilgisi | kısık,-ğı | Köktürk | küttedek |
karşılaştırmalı dil bilimi | kısıkça | Köktürkçe | kütük,-ğü |
karşılaştırmalı edebiyat | kısıklık,-ğı | kölçer | kütükleşme |
karşılayıcı | kısılış | köle | kütükleşmek |
karşılayış | kısılma | köleci | kütüklük,-ğü |
karşılık,-ğı | kısılmak | köleleşme | kütüphane |
karşılıklı | kısım kısım | köleleşmek | kütüphaneci |
karşılıklı yapraklar | kısım,-smı | köleleştiriş | kütüphanecilik,-ği |
karşılıklılık,-ğı | kısımlama | köleleştirme | kütür kütür |
karşılıksız | kısımlamak | köleleştirmek | kütürdeme |
karşılıksız çek | kısınma | köleli | kütürdemek |
karşın | kısınmak | kölelik düzeni | kütürdetme |
karşıt | kısıntı | kölelik,-ği | kütürdetmek |
karşıt anlamlı | kısıntı yapmak | kölemen | kütürtü |
karşıt duygu | kısıntılı | kölesiz | küvet |
karşıtçı | kısıntısız | kölük,-ğü | |
karşıtçılık,-ğı | kısır | kömbe | |
karşıtlama | kısır döngü | kömeç,-ci | |
karşıtlamak | kısırgan | kömür | |
karşıtlaşma | kısırganma | kömür kalem | |
karşıtlaşmak | kısırganmak | kömür kayası | |
karşıtlı | kısırlaşma | kömürcü | |
karşıtlık,-ğı | kısırlaşmak | kömürcülük,-ğü | |
Karşıyaka (ilçe) | kısırlaştırma | kömüren | |
kart | kısırlaştırmak | kömürleşme | |
kartal | kısırlık,-ğı | kömürleşmek | |
Kartal (ilçe) | kısış | kömürleştirilme | |
kartal ağacı | kısıt | kömürleştirilmek | |
kartalgiller | kısıtlama | kömürleştiriş | |
kartallar | kısıtlamak | kömürleştirme | |
kartallı | kısıtlanış | kömürleştirmek | |
kartallı eğrelti otu | kısıtlanma | kömürlü | |
kartalma | kısıtlanmak | kömürlük,-ğü | |
kartalmak | kısıtlayıcı | kömüş | |
kartaloş | kısıtlayış | köpek balığı | |
kartaloz | kısıtlı | köpek balıkları | |
kartel | kısıtlılık,-ğı | köpek dişi | |
kartelâ | kıska | köpek memesi | |
kartelleşme | kıskacı | köpek sarımsağı | |
kartelleşmek | kıskacılık,-ğı | köpek soğanı | |
Kartezyen | kıskaç gözlük,-ğü | köpek soyu | |
Kartezyenizm | kıskaç,-cı | köpek üzümü | |
kartlaşma | kıskaçlama | köpek,-ği | |
kartlaşmak | kıskaçlamak | köpekayası (bitki) | |
kartlık,-ğı | kıskanç,-cı | köpekgiller | |
kartograf | kıskançlık etmek | köpekkuyruğu (spor) | |
kartografi | kıskançlık,-ğı | köpekleme | |
kartografik,-ği | kıskandırma | köpeklemek | |
karton | kıskandırmak | köpekleniş | |
kartonpiyer | kıskanılma | köpeklenme | |
kartopu | kıskanılmak | köpeklenmek | |
kartotek,-ği | kıskanış | köpekleşiş | |
kartpostal | kıskanma | köpekleşme | |
kartuk,-ğu | kıskanmak | köpekleşmek | |
kartuş | kıskı | köpekli | |
kartvizit | kıskıvrak | köpeklik,-ği | |
Karun | kısma | köpekoğlu | |
karyağdı | kısma ad | köpekoğlu köpek,-ği | |
karye | kısmak | köpeksiz | |
karyoka | kısmen | köpoğlu | |
karyokinez | kısmet | köpoğluluk,-ğu | |
karyola | kısmet ağacı | köprü | |
kas | kısmet kapısı | köprü altı çocuğu | |
kas doku | kısmet olmak | köprü başı | |
kas tutukluğu | kısmetli | köprü yol | |
kasa | kısmetsiz | Köprübaşı'nı (ilçe) | |
kasaba | kısmetsizlik,-ği | köprücü | |
kasabalı | kısmık,-ğı | köprücük kemiği | |
kasacı | kısmî | köprücük,-ğü | |
kasadar | kısmî felç,-ci | köprücülük,-ğü | |
kasalama | kısmî seçim | Köprüköy (ilçe) | |
kasalamak | kısrak,-ğı | köprüleniş | |
kasalanma | kıssa | köprülenme | |
kasalanmak | kıstak,-ğı | köprülenmek | |
kasap,-bı | kıstas | köprülü | |
kasaphane | kıstelyevm | köpük,-ğü | |
kasaplık,-ğı | kıstırılma | köpükleniş | |
kasara | kıstırılmak | köpüklenme |